bir çocuğun ipiyle indim yalnızlığa
çözülmemiş çilelerden..
bir ’ben’ konmuştu çocuk kucağıma/ upuzun bir ipmiş yalnızlık.. gökyüzü metaforuna bağlandım çektim çekeledim renkli uçurtmaları sarıldım boynuna düşerken umutlarımın.. kan kırmızı akıyordu hayat.. sevda kuyruğunda gördüm ipsiz palyaçomu elinden kaymış anı olacaklarım/..güldüm.. göz yaşımı tutuyordu hüzün cambazı.. çevrildim kaytanlı kabaralı topaçlarda.. kandırdım karanlığı yazı ve turalarla.. günışığıyla boyadım her geceyi.. ip atladım engelsiz koşularda yetişemedim nefesine sergüzeştin takıldığım gölgesine tutundum çocuksu aşkımın iplerinin .. uzun bir yoldu ve..ortada kuyu vardı.. bir kenarında adam asmaca oynuyordu kağıt kalem başlıyordu yorgunluk.. çekti ipimi içimdeki çocuk incecik bürümcük ilmeğin ucundaymış yalnızlık..sonunda bir göçük altında sessizce duruyordu hiçlik.. |