0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1457
Okunma
Bu sabah kavrulmuştu uyandığımda içim.
gırtlağımda düğüm, acıyordu kelimelerim.
bu sabah güneş aydınlık değil, esiyor ılık bir meltem,
içim üşüyor, titriyor bedenim.
Bu sabah güneşin rengi gri,
gözlerim fersiz görüntüler sönük
koştuğum her ses yabancı
sokaklar kalabalık benim içim bomboş.
Bu sabah dinledim rüzgarı pür dikkat
aradığım bir nida, hoş bir sada. içinde.
Buz kesti içimde uğulduyor rüzgar.
acıyor içim duyamıyorum sevgili’lerimi.
Bu sabah kapattım kapımı penceremi.
Sızmasın ne güneş, nede rüzgar içeri.
Çektiğim perdeler siyah, günüm kapkara.
kimse görmesin ıslanan kirpiklerimi.
Bu sabah içim almıyor ne tatlı ne de şeker.
Kurulu masam, sandalyelerim boş
sustu yüreğim duyulmuyor sesi
acıyor içim, yok ki ilaçlarım.
Bu sabah şeker bile eski tadında değil
ferahlatmıyor içimi teselliler
heyacanım söndü, tükendi ümidim.
dermansız dizlerime yok merhemim...
“Sezai Konuk”