SEN DİYEKar tanem... Usul usul inişin gözlerimin önünde semadan. Ne kadar naiftin, ne kadar ince. Bir saz semaisiydi dinletin. Sensizlik; bir diğer adı olsa gerek gurbetin. Fısıldarken rüzgar kulağıma geleceğini, En kocamanından açardım ellerimi, Sen düşme diye... Al al olmuş yanaklarım gök kubbeye bakarken. Milyon kere selam etti melekler, başucuma konarken. Er saatte buz tutan yalnızlığımı, Lema’n ile çözülürken yakalarım. Kaskatı vücudum ayağına yol olur, Mest olurum sen üstümden geçerken. Ah etmem, figan etmem, sorsalar neden ? Tek bir cevabı var, sen küsme diye... Nasılda ak olurdu, katran kara düşlerim ? Her gece sol yanımı, gülüşünle süslerim. Bir an gelir geçerim alemin rüyasına, Sarı sarı çiçekler papatyalar dererim. Necis şeytan sen var iken musallat olmaz bana. Abdestimi elindeki ibriğinden içerim. El tersiyle itilir sana bedel ne varsa, Başka lazım aranmaz, sen varsın diye... Başaklar boy verirken kara toprak üstünde. Bir gelincik peydah olur yeşiller arasından. Vuslatın habercisi kırkikindiler. Nasılda süzülürler iki kaş arasından. Bir damlanda boğulmazsam, yalancının biriyim. Yazmana oya olur, güller açmış yüreğim. Gözlerim yolun bekler, kapanmaz bir saniye. Seher vakti bülbül ötmez, seni uyanır diye... Kar tanem... Usul usul inişin gözlerimin önünde semadan. Dilimde şehadet, içerimde sen. Erisin ellerinde yüreğim. Sana gelen bu sesim, sondan önceki sözüm Görmez senden sonra, boş bakan iki gözüm. Nurunu ferlerinin içinde kandil eder. Hiç kimseye göstermez, sen korkar diye... |
şiirinizin içinde hapsoldum.
kelimeler yeterli olmayacağı için sustum.
kutlarım sadece...