Bir bakış değil ki sadece gördüğüm...
rüzgar görürüm, ışık görürüm, al işte der dediğini duyarım.
bir daha bakmaya korkarım, kendimi bakışlardan saklarım.
bir yanım, bir selamına muhtaç olmuş fulya’nın.
bir yanımın neden selam alası var bilemem.

Bir çift ruya gördüm, uyandım uçuverdi kelebekler.
iki kumru balkonumun pervazında koklaşıyorken, rüyanın hezimetine uğrarım.
allak bullak bullak bir hal aldım a dostlar.
içim, içimde bir at üstünde cirite merak salmış bir deliyi besliyor sanki.
bir sol duvarına saplıyor, bir tam ortasına kalbimin.
bir kaç saniyelik rüya ile mi oldum bu kadar hasret.
ne çabuk gidiverdi biriktirdiğim onca ganimet...

Ah fulya...
darmadağın bir odanın halini düşün.
şimdi neresinden başlarsın ki toplamaya.
neyi nereye koyacağımı bilmiyorsun, yabancısın bi okadar.
pismidir temizmidir belli de değil.
atalım gitsin ne varsa, bir lamba bulalım karıştırırken.
ilk önce sen söyle dilediğini, sonra yine sen.
son dileğin beni ruyamdan uyandırmak olsun ne olur.
yoksa bu rüya kabusum olur.