YAVAŞ ARKADAŞTutun kollarımdan, kanatlarımdan tutun. Bir nefeslik rahat etsin duvar dibinde ten. Siyahları yırtıp atın üstümden. Beyaz olsun, ak pak olsun, kabulüm hiç yoksa kefen. Anlamıyor işte, anlamıyor bu kalp. Dil dönmüyor, göz görmüyor, hayat bir zevk vermiyor. Anlamını yitiriyor, anlamsızlığa anlam katıyor keder. Varmışım yada yokmuşum zaten ne farkeder. Dilde tesbih, gözlerde yaş, İsyandan korkar ruhum, derki; "yavaş Arkadaş yavaş" Yalnız sen değilsin dert ile sarmaş dolaş. Taş üstünde taş koyasım gelmiyor, birde beden üzerinde baş. Sızım sızlar,dökülür kanlar, vücut cerahatimi saklar. İçim yanar, gönlümü narlar dağlar, Hüznümü gülen gözlü maskeler saklar. Bin dostum var binide birbirinden değerli. Bir anlamaz, bir anlatmaz beni latin harfleri. Vav ile nun olayım, cezm-i sukun olayım. Eliften hançer edip bağrıma saplayayım. Be" ile sakin olup Mim de ğunne olayım. Izhar ile ortasından ayrılan ben olayım. Ayıbımdan utanmış gece doğarım güne. Bin yıllık sabır ile ayaktayım ya gardaş. Taş üstünde taş koyasım gelmiyor, birde beden üzerinde baş. Ruhumu sarmalayan bedenin miadı ne ? Şu içime attığın yarenin merhemi ne ? Küstürmektir hayata başka bir meramın ne? .... Dolsun zaten, yüküm ağırdan yüce. Yaşıyorum, ölüden az hallice. Dilde iman ile verilsin nefes. Akıl başta iken, baş secdeye varsın. Son secdede kalsın hayat, zaman sonumda dursun. Sen küfre sokmadan beni, hayr ile son olayım. Taş üstünde taş kalsın isteyene, dolaşsın bedenler üstünde baş. Dört kolluya selam olsun, bekliyorum Arkadaş. O’ndan geldim , O’na giderim elbet. Bir kulla imtihanım, bir kuldayım müebbet. Selam ile kesişsin ayrı vurulan kalpler, Selamımı alana yürekten bir tebessüm, Almayana balmumundan koskocaman hürmetler.... |