Sosyetik prenses
SOSYETİK PRENSES
Küçük bir karıncadır ellerimde kanayan Dalgalar maviliğinde berrak gözlerin Sarışın(Kızıl) mı desem güneşe, Saçlarına aldanıp… Altın mı desem İpek saçlarını okşayıp… Ağlasam yalnızlığım kanar içimde, İncinir yüreğim nedense Dokunsam sensizlik fışkırır Alev dudaklarımdan. Neden böylesin bilmiyorum. Haykırsam gece karanlığında İsyanımın doruk noktasında sana! Bil ki kırgınlığın azalır Ama üzülsen bile belli etmezsin sen… Gururundan korkarsın. Militan ruhum nefes alamaz sen olmazsan Oysa sen; kalbinde taşırsın depremlerini Ve oraya sadece hasretini gömersin. Usulca yaklaşıp anılara Beni sevdiğini gizlersin benden bile Önce benim adım atmamı istersin Hani sen yasak tanımazdın? Kuralları hiçe sayardın, Nedir bana karşı bu amansız tavrın. Anlamsız korkuların yüzünden Ayrılıklara sarılıp yatıyorum her akşam… Kanasa bile aldırmıyorum hayallerime Sensiz bir hayatın acımasız merdivenlerine; Çıkılması o kadar güç ki, Sosyetik prenses!... Miladı yalnızlık olan takvimler geliyor aklıma Gittiğin gün bütün tarihler sustu, çünkü. Öfken bile sevgiyi kucaklardı bir zaman Nerede o taze güllerin saksılarda; Hasretinle büyüttüğün… Yuvana döneceğin güne kadar bekleyeceğim seni!.. Deniz karası gözlerim kapanmayacak O zaman uyumayacağım, Gece olunca rüyalarım kanamayacak. Çünkü yanımda sen olacaksın… 26.11.04. Hüseyin Özbay |