Tevbe*Varlık sırrından uzak bir eşiğe dayandım, Ben karalar karası olan renge boyandım. Bana müstehak azâb, bir âlemim; perişân, Sensin yaratan engin rahmetine bir nişân; Cehennemi yaşatan vicdânı sînelerde, Sonsuz merhametinin zerresi annelerde. Anne; şefkât heykeli, ateşi söndüren su, Küle dönmüş ihtiyâr, annesinin korkusu. Damlayı bir ummâna vuran akılda hayret, Ne varsa dalga dalga hep rahmine işâret. Yarın, hesap gününden bugüne düşen akis, Sana râb olan kulda, kulluğu aşan bahis. Sevdiği mezarından dirilenlerde neşe, Yaşayanı öldürüp diriltense pürneşe. Görünmeyen eşikte kaybolmayan bir ışık, Kıyamet gününe dek nûrdan kapılar açık. Binbir günah içinde nereye gider bir kul? Hayret timsâli insan.. varlık içinde yoksul. Yollarda.. fakrı bir an duyar gibi olanlar, Karanlıklar içinde sudan bir yol bulanlar. Hayat içinde lütûf, zulmün üstünde kerem Ya diriliş, ya ölüm.. ya hastalık ya merhem. Biz ölürken dirilmek için geldik dünyâya, Ölmeden ölmek için artık paydos rüyâya. Çizgi.. mahşere değin geçmişin üzerine, Bir hat ki; bundan böyle her şey yerli yerine! Hazırlanın ahâli.. amansız çetin harbe, Bir elden silahımız: Tevbe ilâhî, tevbe! Ankara, Temmuz 2011 |
en kalbi duamla...