haydi yok de
lanet olası bir sessizlikte
gülüşlerim gidiyordu raylara tutunarak akıp giden bu tarifsizlikte düşlerim ağlıyordu içimi çizerek sayısını unuttuğum bilmem kaçıncı gitmelerinde kör kütük bir sarhoşluk kanatlanıyordu penceremde haydi tüfeğini kaldır haydi gez göz arpacık haydi çek tetiği vur haydi utanma haydi çiğne haydi yok de yok de ki ezilsin içimde ezilsin daha bilmem kaçıncı kere gökyüzüne körük körük fışkırıyorken sevda içimde bu kaçıncı kavga bir emaneti saklar gibi aklımdasın vurulası bir sır gibi zulamda mecalsiz bir güvercin sol yanımda haberin olsun resmini çizdim kara tahtama çiğdemler takıştırdım saçlarına haydi utanma haydi sil de sil de ki uçsun yaralı kuşum uçsun kanatlarını bırakıp avuçlarıma can çekişiyorken celladın elinde sevgi ben yollara vuruyorum kendimi yollar ki döne döne bana geliyor döne döne uzaklaşıyor benden dağlanıyorum dikenli bir urganla patinaja düşüyorum kendimden dilimde nikotinle beslenen bir kırık ezgi yüzümde kahroluşlarımın kızılcık kızılı rengi bırakıyorum kendimi ne olacaksa olsunlara bırakıyorum kendimi yok de farzet ki hiç olmadım farzet ki hiç yeşermedim çorak topraklarında |