HERKES KENDİ MASALINDA ÖLÜR1. bir yağmur ertesiydi toprak kokan gözlerinle açtın çaldığım kapıyı. örselenmiş, hırpalanmış bir küçük yürek / üstü başı kir pas/karşında… hatırlar mısın , avucuma bıraktığın bir damla duayı ? sen rahmet oldun kurak ömrüme… deniz görmemiş çocuğa maviyi anlatan düşlerinle/ tuttun üşüyen ellerimi , bir gece vakti… gözlerin yosun yeşili, dalgalı bir ormandı gözlerin… yıkıktım, fazlaca kırık dökük ürkek sevmeler yaşadım bir adım gerisinde gövdemin. oysa hasrettim nasıl yeşiline… sararmış iki yapraktı ellerim yağmur sesi duydum başımı yasladığımda göğsüne… sen can suyum(d)sun… anlıyor musun? 2. Şimdi, yoksun… hiçliğin kıyısında bir dalgaya kapılmış/ vurmuşum kumsalına. suskun… bir sancı, düşlerimin olduğu yerde. kan kusuyor bileklerim, zihnim çıldırıyor, bir atın yelesinde koşuyor koşuyor koşuyor / benden çok uzağa… yoksun… şimdi dalgalı ormanlara sis inmiştir serin bir maviliktir/ senli masalların adı belki… oysa ben hiç masal dinlemedim erken yaşlanan çocukluğumda… sen , ömrümün kırk ikindisi yağmurlu adam çölün hasreti nedir suya, bilir misin? her kuyuya bağırmak ismini , her gelip geçen dakikaya sormak adını, her hatırlayışta bir bıçak kesiği yürekte, ne demektir? bilir misin? yokluğunda… yakamozlar sönmüş artık gözlerimde… yeşil bir balçıkta kaybolmuş pulları balıkların… gemiler rotasız. yokluğunda ,kıyıya vuruyorum düşlerimden/ ve yağmurunda çürümede masallar insafsız… yoksun bitiyorum can , duymuyor musun ? glccbrn |
sayfanızda çok güzel bir şiir okudum kutlarım saygılar selamlar