YOKLUĞUNDAN ÖTEgünler akıp geçer yolculuklar istasyonlar ömrün durakları............................ bu kaçıncı ateşe veriliş? bu kaçıncı bozumu zamansız, sevda bağının/ağzımda koruk tadı hasretinle/ ...aynalardan geçiyorum yağmurunu siliyorum camların................... ........................... ellerim üşüyor koltuk altımda ısıtıyorum içimde kasırgalar yıkıyor bendlerini ellerim ellerini özlüyor acıyor şimdi sözlerinin vurduğu yerler/ benliğimi aşındıran taşa bağlı yosun çaresizliğiyle susuyorum ürkek ve acele, gün dolduruyorum kumbaralara beni sevdiğini düşündüğüm saatleri (onlar benim hazinem/di…..) şimdi belli belirsiz bir korku içimde, itirafından kaçtığım, yabancı bir el vechiyle sökülüp atılmayı kalbinden bekler gibi bakmadayım gelecek günlere ömür akar geçer trenler yol alır otobüsler, uçaklar... geride istasyonlar kalır yıkık dökük binalar , tütmeyen bacalar , havada bir leyleğin süzülüşü……….. üşüyorum kalbimin uzağına düşüyor adımların yokluğundan öte ölüm var mı Yusuf? Gülce Cibran |