Öp Beni
Yanaklarım kıpkırmızı, seninki tozpembe,
İlk yangın o gün düştü yüreklerimize. Sevda alevlerinin izi dudaklarımızda, Bir mutluluk şarkısıdır parlıyor gözlerimizde. Havada hasret kokusu var, Hiçbir dalda tek yaprak kıpırdamıyor. Herhangi bir Haziran’ın bildik Çarşambası’nda Beklediğim biri var. Gencecik yaşta, körpe umutlarımın şafağında Kalbim gümbür gümbür atıyor... Kulağım kirişte, kapılarda gözüm; Ürkek bir ceylan gibi yâr geliyor. İlk buluşmamız, ilk heyecanımız, Deli taylar gibi koşuyoruz şimdi. El ele, diz dize, hem de göz gözeyiz... Yaklaş canım, bir tanem daha yaklaş Zaman duracak, kanımız donacak... Bekleme öyle, yaklaş bana daha yaklaş, Gönül sarayımın kapıları açık, gir içeri. Şimdi ilk buluşma vakti: Öp beni. Ürkek bir ceylan gibiydin sen o gün, Heyecandan ölecektik. Deli taylar gibi nefes nefeseydik... Zaman dondu, hiçbir saat çalışmıyor; "Olmaz!" deyişler ilkin, sonra göz yummalar Siniyor hikâyemizin her karesine. Sen de siniyorsun, Başını yaslıyorsun göğsüme, Ellerim dolaşıyor saçlarında. Bak gözlerime ne olur? Ne olur bak gözlerime? Kapatma gözlerini öyle, En güzel sarkacındayız yaşamanın şimdi; Öp beni. Hava sıcak mı sıcak, yaprak kıpırdamıyor Damar değil sanki bileklerimizdeki. Umuda yüklü kalplerimiz küt küt atıyor, Nefesimiz duracak, Zaman donacak... İlk öpüşün arifesindeyiz şimdi: Yaklaş, haydi yaklaş Bak gözlerime, Öp beni. Rüyâda mıyız ne? Saçlarında papatya kokusu, Anlımda ter. Yanaklarım kıpkırmızı, seninki tozpembe... Bin bir renge boyanmış umutlarımız, İlk utanmaların izi düşmüş yüzümüze. Sımsıcak bir şey kuşatmış ikimizi: Şimdi kavuşma vakti. Uzat dudaklarını, Öp beni. İlk yangın o gün düştü yüreklerimize, Sevda alevinin baskını dudaklarımızda. İlk heyecanımız yanaklarımızda pembeleşti... Bir daha, bir daha derken Akşamın rengi göründü dal uçlarında. Mutluluktan uçuyoruz. Haydi bir daha, bir daha; Öp beni. Sana bir sır vereyim, sır vereyim sana... Yaklaş biraz. Şimdi kavuşma vakti; Yeniden öp beni. |