nazariçimde büyüyen nazar elleri şimâlim gözleri feryâdım ah benim kızım al kuzum ceylânım ve gün düştü işte cemre düşer gibi boz toprağa yeşererek deniz’in karnında ân be ân ah nazar al kuzum gül kızım büyü sen büyü elvan elvan tüterken kokun bunca zaman yormuşum, yorulmuşum. aşkı övgüleyip gecelere, susmuşum. Nazlı yağmur yağdı ilkin. bereketlendi çorak toprağım. ağladım, dağlandım, ıslandım. geçti zaman. sustu içimdeki fırtına. şimdi sıra sende Nazar. al ak beleyeceğim seni kuytularda. görmesin diye zamanın âh’ rüzgârları, yermesin diye acı dilleri. Ve bir ömür nâz uykularda ben, nazlı yağmur ve nazar, büyüyeceğiz masallar anlatan kuşlar ülkesinde. uzun bahârlar hâr olsa, yolun sonu dâr olsa da vazgeçmem gayrı bilesiniz, Nazlı’ma Nazar kurşunları dökeceğim. ’nice görsem seni everekdağı yüreğimde bir incecik sızı var ah ile geçirdim ömrümün çağı çoğu gitti bu ömrümün azı var ’ bu bahar ve bu yağmur. bu çiçekler. ve Nazar içimde güllenmekte. vurulmamıştır adım dağlara, bilirim. lâkin deniz koymuş adımı babam. deniz’in bağrında iki masal. büyüyeceğiz. büyüyeceğiz. ’güzel keklik gibi koyağına kaydı mı güvel kuşu gibi yar boynunu eğdi mi sarı saçı boz meşeye değdi mi çoğu gitti bu ömrümün azı var’* |