Pervâneargın ölümlerden geçtik. çok elem nefesledik. mutluluğun kapısı açılmasa da, bekledik. papatyalar yetirirken biz, siz güle direndiniz. ve gördük ki, geçmedi yaralarımız, dinmedi sızılarımız, aktı oluk oluk kanlarımız. bilin dedik masum kuşlar uçurduğumuz ürkek masalımızı sevdâ dediğimiz ağıdımızı küstürmeyin dedik âmin dediğimiz dualarımız dillerimizde kaldı. güz döküldü sözlerimizden. kar tozdu yüzümüze. bilinmezlere yol alırken biz, ellerinizi üzerimizden inâtla çekmediniz. geç kalınmış ağıtlar yakılıyor şimdi ve siz bilmiyorken yaşadığınız sevinci öğreneceksiniz daha sefâ değil cefâ bu az sabır sessiz bir denizdim. tüm balıkları yetim, bilmediniz. ve gayrı bilmeyiniz. nazıma nazar kurşunları dökerken, siz de hazırlanın lütfen. kırmızının günâh soyunda boğulacaksınız. lâkin sakın isyân etmeyiniz kendi kazdığınız mezarlarınızda kendi kefenlerinizi kendiniz biçeceksiniz İdris vazgeçti gömleğinizi dikmekten hiçbir yara sonsuza dek kanamaz. hiçbir âh göğün göğsünde ağlamaz. vardır derdi, dermânı veren. sîneme yağmuru nakşeden. Muse |
beyazlar giyinmiş bir yürek
siyah tennuresi.
" hiçbir âh göğün göğsünde ağlamaz "
yeter ki başını göğe kaldıracak gücü versin ALLAH .
Gönülden selam şiire.