Gün batımı
Aynı sen,
sen gibi gün batımı sen de öyle gitmiştin mahsun, mağrur bir edayla süzülmüştün usul usul sessizce... son ışıltıları vururken, okşarken göz bebeklerimi, kaçırmadım, kaçırmıyorum bakışlarım arkasında güneşin, arkandan geliyor senin... Korkmadım, asla yeis duymadım, gün batımından yani, senin ellerimden kayışın, yüreğimden gidişin değilki neden korkayım ki gün batımından... Ufukta kaybolup giden bir ceylan misali kızıl demindeki gün, ve ben biliyorum, eminim, sabah onunla doğacak yine, onsuz sabah olurmu hiç? Sen, günün yorgunluğundaki güneşim, doğmazsan ufkuma yüreğimdeki, göz bebeklerimdeki parıltı olmazki sabah olmazki sensiz ve biliyorum karanlığı yırtarak günün aydın olsun diyeceksin doğacaksın ufkuma, yeniden hayat vereceksin. ’’seni çok seviyorum’’diyeceksin... |