Hece'ye Aşığım.
Tarafımız belli, biz bir takımız
Kalemimiz zıpkın, sözümüz oktur Bin yıllık hecede, bitmez akımız Alnımız açıktır, yüzümüz paktır. Dostu bir kalemde, atıp silmeyiz Kökümüz derinde, asla ölmeyiz Kündeyle yeneriz, salto bilmeyiz İçimiz, dışımız, özümüz haktır. Şiir pazarında, yafta değiliz Yıl on iki ayız, hafta değiliz Göründüğü kadar, saf da değiliz Uyurgezeriz de, gözümüz saktır. Yükümüz hafiftir, pahada ağır Bizi tınlamayan, her kulak sağır Yunustan bu yana, açmışız çığır Başka akımlara, karnımız toktur. Yıkılmaz çınarız, gölgesi serin Altında gezeriz, yedi kat yerin Aşığı olmuşuz, semada Bir’in Hakk’ı zikrederken, şüphemiz yoktur. “Sanat- sanat için”, olamaz dostum Olsa da yerini, bulamaz dostum Halka rağmen sanat, kalamaz dostum Yara onmaz ise, ne yapsın doktor. Dadaloğlu, Veysel, Pir Sultan bizim Kopuz, keman, tar’da, sazdadır gözüm Türküler neşemdir, şarkılar sızım Hece şiirimiz, kardan da aktır. Ben böyle yazarak, buldum saadet Hışmınızdan korkup, eylerim medet Serbest takılmayı, etmedim adet Bana göre hece, daha da şıktır. Yerden bitmelerden, çekeriz çile Necati’m bozulma; her esen yele Hece’ye kötüdür, desinler hele Sözüm dosta ilaç, düşmana faktır. 27.04.2011 Necati OCAKCI |
--------------------------------------------------------------------------------
-NEGATİF BAKIŞ: Gülce Edebiyat Akımı adıyla ortaya çıkan bu harekete şu anda ihtiyaç yok ki, nereden çıktı, kimler var bunun içinde?"
-CEVAP : Edebî akımların çoğu, ülkelerin veya dünyanın önemli olaylar ve değişimler yaşadığı zamanlarda çıkmıştır. Evet, dünyamız ve ülkemiz içinde bulunduğumuz zaman diliminde yüzyılın en önemli olaylarını ve değişimlerini yaşamaktadır. Şu halde böylesi bir zamanda bir edebî akım ortaya çıkmayacak da, her şey sütliman olduğu zaman mı çıkacaktı?
Ayrıca, yeni Edebiyat Akımları, o gün zamana hâkim olan edebiyat anlayış ve akımlarına tepki olarak doğmuşlardır. Gülce de, özellikle internet ortamında meydana gelen olumsuz gelişmelere, şiir adına şiirin katledilmesine, gereksiz ve boş kavgaların yapılmasına karşı çıkarak, has şiiri ve şiir tarihimizin köklerini hiçe sayan anlayışlara "dur" demek; sanat ve edebiyatta "benmerkezcil" anlayıştan "biz" anlayışına geçişi sağlamak için; Türk Şiirini Dünyada şiir ve sanatın zirvesinde hakettiği yere taşımak için ortaya çıkmıştır.
Gülce, arı-duru-berrak Türk Dili, asırlara yenilmemiş Türk Kültür ve Sanatının içinden çıkmıştır. Şiirde yeni "arayış"lara cevap vermek için "buradayım" demiştir.
Gülce'nin içinde, "kalıcı şiir", millî birlik ve beraberlik, Türklük ve İslâmlık, kardeşlik ve dostluk olduğu gibi, hece şiirini çok iyi bilen, hece şiirine sevdalı ve heceye yeni nefes alanları ortaya koymak isteyenlerle, aruzu bir Türk Vezni yapmak isteyenler, Serbest'i kurallı ve millî bir çizgiye çekmek isteyen şairler vardır.
-NEGATİF BAKIŞ: Böyle kendilerine "yeni edebiyat akımıyız" deyip ortaya çıkanlar daha önce de oldu, ne oldu? Kaybolup gittiler, Gülce' nin de varacağı son aynıdır."
-CEVAP : Elbette, Gülceciler de bu durumu bilmekteler. Şayet, bir edebiyat akımı olarak "edebiyat tarihi"nde yerini alamaz ise, Gülce de edebiyat tarihinin mezarlığında kendine bir yer bulacak ve unutulup gidecektir. Ancak, Gülce, bugüne kadar edebiyat ve hususiyetle şiir adına ortaya çıkan, iz bırakmış veya unutulmuş hiçbir akımın ve çabanın yapmadıklarını yapmış ve yapmaya devam etmektedir.Sadece, bugüne kadar yatıkları bile Gülce'nin adını Edebiyat tarihine nakışlamaya yetecektir.
Gülce Ne mi yapmıştır?
Gülce, ilk kez vezinler arasındaki çekişmeye son vermiş, bugüne kadar çoğu usta şairin belli-belirsiz veya gizliden şiirinin yapısında uyguladığı vezinler birlikteliğini,hece ile serbest'i "buluşma"sında, aruz ile heceyi "gülistan"ında bir araya getirmiştir.
Gülce, ilk kez bir şiir bünyesinde hecenin tüm kalıp ve enstrümanlarını harmanlayarak, hece şiirine yeni çıkış noktaları ve yeni hece "şiir bayramları" sunmuştur.
Gülce, ilk kez, her yıl yeni-yeni projeleri orataya atmış ve Gülce mensubu şairler, bu projeleri yıl boyu geniş araştırma ve incelemelerle birleştirerek, hepsi birbirinden kıymetli ve Türk Kültür ve medeniyetinin temellerini oluşturan eserleri gülceleştirmişler ve gülceleştirmeye devam etmektedirler.Bu projelerle dahi, Gülce adını edebiyat tarihine şimdiden yazdırmış bulunmaktadır.
Evet herkes Gülceci olamaz ve herkes Gülce şiir Türleriyle şiir yazamaz. Gülceci olmak için öncelikle "enaniyet" gömleğini can üstünde ten gibi taşımaktan kişioğlunun kurtulması gerekir; sonra da hece-aruz ve serbest'i her yönüyle gayet iyi bilmesi ve bu sahada ciddi eserler vermiş olması ve çaba göstermesi gerekmektedir. Aksi takdirde Gülceci olsa dahi, başarılı olması mümkün değildir. Kolaycı, bana neci, basma kalıpçı, statükocu, değişime karşı olan ve aruzu vezin saymayan, serbeste şiir demeyen, heceyi sadece "koşma" türü ve "L" ağırlık merkezli uyaklara kilitleyen hiç kimse Gülce şiir türlerinden şiir yazamaz. Bir de incelemez, araştırmaz, çaba sarfetmez hele hele ön yargılı olursa, Gülce dahil her türlü yeniliğe karşı çıkar.
Gülce, ilk kez, bugüne kadar edebiyat tarihimizde görülen bütün akımlarda olduğu gibi sadece 3-4 kişinin eser verdiği bir hareket olarak ortaya çıkmamış, çatısını geniş tutarak, kapısını herkese açmış ve Mart-2011 itibariyle yüzden fazla şairi atölyesine almış ve hangi düşünce ve görüşten olursa olsun, "şiir ve vatan" ortak paydasında herkesi buluşturmuş, bir edebî topluluktur.Gülce, sona değil, sonsuzluğa taliptir.