“İkici Yüzyıla girerken”

Cumhuriyet deyince, özgürlük akla gelir
Yüzyıllara sığmayız, sonsuzluğa uzarız
Arza direk dikmişiz, dost -düşman iyi bilir
Gerekirse yeniden, çok destanlar yazarız.

Türklüğün gururuyla, hiç korkmadan yürüdük
Hürriyet –demokrasi, potasında eridik
Düşmanların topunu, karlar gibi kürüdük
Hele biri kastetsin, bakışından sezeriz.

Kızılelma yolunda, boşa kılıç çalmadık
Kan dökerek hak ettik, asla teslim olmadık
Bir karış toprağını, bedavadan almadık
Vatan hainlerinin, mezarını kazarız.

“Yurtta sulh cihanda sulh”, yeminiyle süslendik
“Ne mutlu Türküm” diye, naralarla seslendik
Birlik –dirlik – muhabbet, gıdasıyla beslendik
“Büyük Millet” ruhunun, onuruyla gezeriz.

Altay’dan doğan güneş, meşaleyi yakıyor
Şehitler tepesinde, yıldırımlar çakıyor
Kürşad’ın torunları, Vey’den bize bakıyor
Fırat -Dicle koluyla, deryalarda yüzeriz.

Ay –Yıldız’a adanan, milyonlar var sırada
Anıt Kabir şahittir, şahittir Ankara da
Şanımız hep yüceldi, deniz –hava-karada
Kılıçların ucuyla, hudutları çizeriz

Atatürk olmasaydı, cihanda olamazdık
Cennet’le özdeşleşen, bu yurtta kalamazdık
Ezanlar okunamaz, namaz da kılamazdık
İnkârları tarihî, gerçeklerle ezeriz.

Esarete dargınız, özgürlükle barışık
Ülkümüz ufuklarda, parıldayan bir ışık
Nerde bir Türk yaşarsa, hamurumuz karışık
Turan el sevdasının, rüzgârıyla tozarız.

Necati’yim bu aşkla, yanar yanar dururum
Bağımsızlık can suyum, yoksa eğer kururum
Vatana göz dikeni, tam alnından vururum
Doğu -batı fark etmez, oyunları bozarız.

Necati OCAKCI
13.05.2023
ANTALYA