Avantür
baktım ki elmas gibi parıldıyor
varoluşun dayanlmaz hafifliği avuçlarıma sığmadı kum taneleri durup düşündüm "bunlarla ne yapacağım" cervantes’i okurken..! -hey buraya dökün,dedim ellerime güneşle karılmış harçları -kaldırım yapacağım bu öyle bir kaldırım olacak ki.. ay kokacak mesela harç çeken işçilerin yüzleri deniz kokacak elleri elleri özgür olacak çiçekçi kadın çiçeklerini satacak balıkçı umutlarını çocuk,usulca tutacak yaşlı kadının elinden kaldırımda çoğalacak insan yanları bu öyle bir kaldırım olacak ki.. mesela mavi gözleri olacak gölgesi gökyüzü gözlerinin aşkları öyle bir çırpıda gelip geçemeyecek üstünden .... fırıldak,halâ bir oyuncak olacak mesela çıldıracak fırıldaklar (!) -kötü huylarını getir iyisini götür- kampanyası düzenlenecek kaldırımda öyle kısa yoldan dönmesi olmayacak köşe başlarının.. som aynadan taşları öyle bir sırlanmış olacak ki baktığında ruhunun yansıdığı .... bir bakan bir daha bakacak tutup kaldıracak kolundan iyice ayağa düşmeden insanlığı morena dağlarından efil efil esecek rüzgâr ayevinden martılar uçacak hay evine kurban olduğum halesi hani apaydınlık derler ya işte öyle olacak kaldırım ve manş kadar derin isteyenin geçebildiği üzerinden istemeyenin....! yaşasın mahsun yüzlü şövalye yaşasın kaldırımlar yaşasın avantür.. nisan 2011 izmir Sevilnur Durmaz |
ay kokacak mesela harç çeken işçilerin yüzleri
deniz kokacak elleri
elleri özgür olacak
anlamlıydı, kutladım...