M A R D İ N
Bir büyük dağın tepesi taçlanmış
Oyulmuş taşlarla tek tek, pırlanta misali Ev olmuş, han olmuş, eyvan olmuş; Revaklanmış... Bakıyor ta yukardan Mezopotamya’ya Bir yeşil halı gibi yayılmış önünde ova Hayran kalmıştır mutlaka bu manzaraya İmparator Dara gibi kimler geldiyse buraya... Tepe arkası vadi yemyeşil Kalatmara, Vadi önünde o güzel Firdevs Kasrı, Geçer gider İnce yol önünden bağlar arası İlerden görünür iki asırlık haşmetiyle Süryani’nin Deyrülzeferan Manastırı... Şehirle beraber tepeyi saran yaz bulutları Yağmuru , suyu, havası, güzel insanları Birbiri üzerine yığılmış köşklerle, dar sokakları Mutlaka aşık olmuştur bir defa burada insan Görünce siyah sürmeli gözlerle genç kızlarını... Selalar okunur Selçuki minarelerden Çanlar vurulur kiliselerin kulelerinden Bir büyük medeniyet kalmıştır Artukilerden Kaynaşmıştır asırlardır burada üç semavi din Geç de olsa biliniyor artık kıymetin... Dünyada benzerin yoktur senin ey şehri Mardin... M.İlhan Günay Şubat 2007, Novosibirsk / Rusya |