KARA TOPRAK
Hayatın gerçeği bu, mîzâcının gereği
Bal arısı bal yapar, diğeri sokar seni. Makâma, mala karşı, eğer ki varsa hırsın İçindeki arzular, dâima büker seni. Severse tâkip eder, Merih’e, Ay’a çıksan Bir gönüle yol bulup, gece/gündüz sen aksan En çok sevdiğin neyse, Cemâline âşıksan Hasretin o çilesi, durmadan yakar seni. İdeal hava o ki, ne puslu ne de nemli Çay içinde geçerli, ne açık ne de demli Birbirine benzerler, dozajı çok önemli Riyâya düşmemişsen, kurtarır vakar seni. Nerde o yiğit erler, konan engeli aşan Daha da çoğalıyor, hem şaşırıp hem şaşan Güvenme sağlığına, damarında dolaşan Pıhtı denen o zerre, bir anda yıkar seni. İnşallah Sûr’a kadar, dalgalanır al bayrak O’nun izni olmadan, yere düşmez tek yaprak Her gün tepelediğin, gün gelir kara toprak Eğer hazır değilsen, kabirde sıkar seni… 15/05/’11 Hanifi KARA |