Dinleyin geceler,
Bu gün anlatacaklarım sizin için,
Neden ağladığımı anlatacağım size,
Her gece böyle için için...

Gizlemek faydasız artık,
Aşikare gerçekler,
Sağır sultanlar duydu da siz mi kaldınız duymayan,
Kalmasın hiç bir cümle,
Kurallara uymayan...

Yıldızların feri söndü ya ondan,
Ondan düştü yine içime hasretin,
Çekilesi dert değil,değil bu taşınacak sır,
Yüreğimde katmerleşti yürüdü,
Şirpençeden bu nasır.

Kahrettim hayata,sevdiklerime küstüm,
kalmadı etrafta hal soran dostum,
Birbaşıma kalıverdim bak,kurudu dalım,
Bir cenazeden farksız şu halim...

Siz bilirsiniz ki çok severim ben,
Sevdim mi öldürürüm kendimi,
Bir mabedde kutsiyete bürünür heceler,
Öldürür her lahzada bir yanımı bilirsiniz,
Huzur vermez geceler...

Nar-ı aşkında savruldu efkar,
Hakka ulaşmaktaydı her daim ezkar,
Kulluğu saptırdı sevdanın şavkı,
Günaha battım ki çıkmam bir daha paka,
Griden karaya döndüm,benzemem artık aka...

Siz geceler siz,masumdum bilirsiniz,
Tek suçum vardı;aşka inandım,
Tek suçum vardı;başka inandım,
Oysaki nur değil beşer oğlu beşerdi,
Gözler bu güzelliğe,şaşar oğlu şaşardı.

Sabahları bulur muydu nefesim?
Kapında hıçkırır mıydı sesim?
Siyah saçlarından yakalar bağırır mıydım feryadımı,
Haykırır mıydım duymayan kulaklarına yadı mı?
He gece,haykırır mıydım?

Sarhoştu ruhum,unutkanlığım bundan,
İçki bardağı görmedi halbu ki gözüm bilirsin,
Başımın dumanı bir güzelin elinden,
Sahraları aşıp,ummanları dolaşıp ta gelen,
Miski amberi taşıyan bir sevdanın yelinden...

Söyleyin geceler,hepten mi kara bu bahtım?
Hiç mi duyulmaz,işitilmez mi hiç ahdim,
Söyleyin sevdama,söyleyin,dolmakta vaktim,
Bu gecelere ikinci bir hicranı kader diye yazdılar,
Bu bedene o yüreği,mezar diye kazdılar.

Ah gece,
Kapkara gözlerinde bir tutam gümüş,
Yıldızlar eteğinde bir buket nakış,
En uzağından bir hazin varış,
Yine senin sinenedir emin ol,
Ne varsa sende var, ey vefalı dost,
Güneş battıkça,nefes aldıkça var ol!









Z.T.