3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1771
Okunma

Mevsim;
Umutların yaprak dökümü…
İsyanlarımı bağladığım dallar
Kururken birer birer,
Kafatasımda yüzerken bir gemi,
Güneşe teslim edip gölgemi,
Çırılçıplak yollara düşmüşüm…
Yağmur altında
Hasretin alnının çatından
Dudaklarımı ıslatmadan öpmüşüm…
Yolunu şaşıran gözyaşım
Alabora olup dolarken içime;
Bir rıhtım ucunda
Nafiledir bekleyişim.
Sahile vurmuş tahta parçasıdır gönlüm
Nuh’tan kalma öylesine.
Düşerek dalgaların önüne
Bir şişeyle gelir kimsesizliğin haberi.
Vücudumdan ayrı durur beynim
Ayakkabıdan kopmuş pençe gibi…
Her nefeste nefreti çekip içime,
Yelkenlerime üflerim bütün iyi niyetimi.
Yalnız olduğumu söyler bazıları…
Doğrudur…
Ama
Çınar gibidir yalnızlığım…
Hafif bir melteme bükmem boynumu.
Daima dik durur,
Baş eğmem ve eğilmem haksızlıklara.
Kuvvetliyse rüzgâr;
Devasa ise dalgalar,
Belki kırılır, belki batarım derinlere
Fakat
Eğilip de taviz vermem heybetimden…
Yüzümü hayal kırıklarıyla yontup
Tanınmadan geçerim köpek balıklarının arasından.
İhanetlerle yıkılırken
Hayallerimin anıtı;
Gözyaşımın gölgesine saplanır
Çığlıklarımdan çıkan hançerler.
Umut tarlam mahsul vermez,
Nadasa kalır düşüncelerim.
Saçak altında büyüyen yaban gülleri misali
Ancak bir çocuk bakışı anlatır
Duygularımın masumiyetini.
Dönüşü olmayan filikalar kalkar içimden
Güverteleri sevgi yüklü.
Artık tokmağı vurulmayan bir kapıdır kalbim,
Ancak bir kuş yuvası olabilir bu harabe yürek…
Şimdi o harabeden
Ötelere göç başladı.
Bir simide eşlik eden çay kadar,
Acılarıma eşlik eden bulunmaz
Ve martılarla bölüşürüm hüznümü.
Penceremden giren güneş,
Ellerimde kurumuş bir gülle
Bekliyorum ölümü…
24.01.2011/M.
5.0
100% (2)