14
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2219
Okunma


Gönül tezgâhımda yarım kaldı
Dokunmayı bekleyen duygular…
Oysa kaç motif hazırlamıştım
Sana dair düş çekimlerime.
İlmek ilmek bağladığım hasret,
Şimdi gözyaşlarıma atılır.
Eylüle taşıdığım her umutta,
Hazan yeline değmiş gibiyim.
Köklerimde var oluş arzusuyla
Baharı beklerken;
Dallarım döküldü ayakuçlarıma.
Mihricanla vuruldu yediverenlerim,
Beyhude yetişti sevda meyveleri.
Ufalanan her yaprağın,
Gözlerimde balçıklaşan toprağın
Ve sensizliğin ardından
Şimdi güz baskını yemiş gibiyim.
Sen gittin ya;
Yollar ıssız, nehirler çağlayansız
Akıp da gidiyor bir ömür…
Bak her şey soluyor
Eski bir tüfekten yana.
Ne bir suna kaldı gölümde,
Ne tatlı bir tevek gönül bahçemde…
Kâr etmiyor artık zemheri,
Terletmiyor koruk olduranlar,
Gözyaşlarımı kıskanır ahmakıslatanlar...
Ve yine zaman dışı bir zamanda,
Sanki acılara doymuş gibiyim.
Kasımlarda budadım her dalımı,
Kaybettiğim limanı ararken;
Demir atamadan yarına,
Bir dalgakıran ucunda
Küreklerim düştü yana…
Kısa geldi umuda attığım olta
Hep kedere takıldı iğnelerim.
Bütün vuslatlar içime okunur,
İçinde bir benim adım yok.
Ruhuma vurgunu koymuş gibiyim…
Kaç yolcuya hancı,
Kaç vurguncunun harabesi oldu bu yürek?
Geceler boyu kaç kere döktüm
Kül tablasındaki izmaritleri…
Ve kaç kez dürüldüm küçük bir kâğıda
Tütün diye…
Musallaya beş kala,
Aşk denilen yalanı
Cehennem taşından yalamış gibiyim.
13.05.2009/M.
5.0
100% (4)