Deniz Dili Filolojisinasıl bilebilir insan lime lime nehirlere böldüğü bir denizin taze filizlere zerkettiği acı liman sirenlerini hangi ressam renk uydurabilir gözbebeklerinin indisine paraf vurulmuş ışığın hikmetini hangi sarraf bilebilir kapalı bir kutudaki ziynetin değerini! doldurulabilir mi ozon yırtığının nefesi iki çevrecinin salgıladığı yeşil tükürükle durdurulabilir mi imi yontulmamış nihilist bir heves panzehiri aslında kendinde olan! söğüt gölgesiyle!. gidebilir mi bir araba pas tutmuş teker izleriyle kırılmışsa dingili menziline! hangi ecdadın sözleriyle tarife koyulur da anlatır bir şair yutkunduğu boğazın atasözlerini ne bilir boş bir yatak üzerine yüklenen fi(i)llerin sessizliğine hangi renk çarşaf örteceğini... kocakarı ilaçları fayda eder mi üflemeyle tolere olur mu panzehiri solmuş sıtma nöbetleri hangi falcı senden iyi bilebilir hangi akıllı giyer senden başka yüzüne bu hesabın rencide renkli kırmızı sevda eteğini kim ödeyebilir insan sayılanlara takdimli -derdi değilse telaşı durulsun en azından_ teyemmüme sancılı pazar kirpiklerinin tatil günü fazla mesailerini!.. durdurabilinir mi şekerden yana zaten talihi bozuk! ve kanama tablosu fillerden eski yüksek irtifa çarpıntılı şifa nöbetlerini durdurulabilir mi üflemeyle hemofili kesiği! durur mu çeşmesine dayanan ağzın aşk nefesiyle şebeke musluğun tazyiği söylesene doyurabilir misin hem o kanamalı çarpıntıyı, hem o fili!.. ne durdurabilirsin ne de doyurabilir benden söylemesi... durduralamaz ne gitmesi ne de kalması bir denizin yürür kimseye aldırmadan, kaybolur firakın girdabında ve asildir ateş çemberindeki akrep gibi! _kurtulamazsa sokar kendini hani_ salar kendini sessizce kollara o vakit, boğar sesini! ve sormaz hiç bir gölge! üzerine izinsiz basanlara nereye, neden, niçin gidersin! dikişsiz yaraların müşteki failleri /kobayları gibi tehcire yazılı _sözümona_ aşk masalları katilleri! gibi kahramanları ölmeyen filmlerinin vurdumduymaz dublörleri gibi _korkma artık usta! vurdum duymaz!_ gidenler üzülür en çok oysa kalanlar değil ve en çok bağıran da canı en çok yanan değildir üstelik.. . . . durduralamaz ne gitmesi ne kalması denizin nihayeti miadından vurulu o zoraki yaftadan kurtulamazsa! durdurulmazsa işte acil frenlerle o kolların s a r m a l ı ! o vakit çekilir kanı denizin yakamoz ısırığı derinlere kaybolur, bir ayın ışığı bilir bir de martılar yerini ve imzasız bir merdiven kalır sana tediye niyetine çiğnenmiş sahillerin sol cenahında tam denizin toprağı öptüğü yerde ezberine çakılı sahipsiz bir şiir! konuşursun yalnız nehirler gibi deltalarınla! ama bu kez kollarınla değil benliğinle ve parçalanmış zehir diliyle! . .. ... ... .... dur! durulmazsam bir müddet daha o zaman! dur durulurum bir müddet sonra dur ne gitmesi! dur!.. ..... .... ... .. . ben/deniz . |
dur durulurum bir müddet sonra
dur ne gitmesi!
dur!..
.....
....
...
..
.
ben/deniz
.
harikaydı emeğe değmiş her bir dize..kutladım serhat kardeşimi bende..saygımlaaa