KAYSERİSinan’ı kubbe kubbe yurda sunan bu şehrin, Gece sokaklarından bir derviş gibi geçtim. Uhrevîlik ufkuna türbe olan evlerin, Kandillerinden zevki dervişleriyle içtim… Bir Seyyid Burhaneddin, Mahperi Hunat Hatun, Bir Selçukya güzeli, bi kınalı kız Gevher, Mazi, bu binalarda işlenmemiş som altın, Mermer kitâbelerde bana dünü verdiler… Eskimeyen zamanın kolyesini taşıyan, Kale duvarlarında Kayzer’in hüznü vardı. Sanki bu koca şehir tarihime âşiyan, Umut bu sokaklarda Tennurîler kadardı… Erciyes ki, Rabbimin bir güzel dağ buketi, Beyaz karanfil gibi her gün tebessüm eder. Burda mazi kucaklar gönlümdeki firkati, Heyecanlar yarına taze umutla gider… Çıkmaz sokaklarında bir Osmanlı uyumu, Halılarında renk renk duygularımı buldum. Anladım üç kültürün sentezi olduğumu, Bu câzibe şehrinde yalnızlıktan kurtuldum!... MUHSİN İLYAS SUBAŞI |