AH BU HALLER
Saklamak mı, sürerek en asil duyguları,
Eller duyar korkusuyla kat kat beze dolayıp Yoksa götürüp uzaklarda topraklara gömmek mi? Saklamak, saklanmak mı? İtiraf et, çekinme; Yedi kat muşambaya sarıldın, saklandın mı? Kendinden bile… Saklamıştın, toplayıp mutahhar duyguları Endişeye kapılmış, sarp yamaçta dal veren şu serviler Ateşe atıp yakmak, toplayıp küllerini Kuyulara atmak mı? Rutubetin hükmünde hayata tutunmak mı? Saklamak, saklanmak mı? İtiraf et, çekinme; Bulunduğun ortamın rengine bürünüp, saklandın mı? Kendinden bile… Paylaşırken sevgiyi Uçan kuşla, ağaçla, türküler biçiminde Suya bakıp ahenkle akışına kapılmak Yele söylemedin mi, götürsünler uzağa… Hep içine kapandın Hep kendinden gizlendin Saklamadın sevgini, sen kendini sakladın Saklanmanın sonunda, Hayattan uzaklaştın… Ey yar! Güneşe bakıp beni andığını unutma Unutma! Ay’da hayal, resmimi çizdiğini Akan suyu ben sayıp içtiğini unutma Unutma! Uzaklaşıp beni çok üzdüğünü Sevdamızı bağladın ya kuşların kanadına Unutma! Unutsan da, geleceğim yâdına… ** Saklamana gerek yok Herkes bilir; farkında Sanırım sen değilsin, Bir sen kaldın sevdanın o mahzun firakında. Rüyada her şey kolay Düş deyip geçiverdin Karanlık bastırınca yaşınla göçüverdin Oysa bütün rüyalar ben ile var olmuştu Gönlüne giriverip, belleğine dolmuştu Yumunca gözlerini, beni görmen muhakkak Yalnız başına kalıp, dolaşırken rıhtımda Kabaran dalgalarda, denizlerde; karşında Uzaktan geçip giden gemiler gördüğünde Aklına geleceğim, korkup da kaldırmadan Sallayacaksın mutlak, elini de içinden Ah bu haller N’olur sanki söylesen, taşlar mı çatlayacak “Ar yok mu sende?” Diyen elbet çıkacak Bilsen, bilsen arsızlık kanyonunda başa güreşen onlar Onlar mı anlayacak senin o pak gönlünü Onlara mı havale Söyle, söyle onlara mı havale bizim aşkımız, söyle… Çok zamandır uyumam Nedendir bilir misin, ey korkak ruhum Bilirsin, bilirsin de pusmuşsun, söylemesin Uyumam, çünkü dalıp da rüyalara korkum kopmak gerçekten Görmek istemiyorum sessiz düşümde seni Neylerim kokun yoksa neylerim yalnız teni Şair der ki; “Dalardık uykulara Hasret kaldığımız anlarda, yara Düşler görür, düşlerde sevişirdik…” İstemem o rüyaları, istemem kalsın onda Ateşler sarsın teni, mekân tutsunlar bu canda Ah bu haller N’olur sanki söylesen gerçekten sevdiğini Sular terse mi akar Yoksa âlem toplanıp, sana kötü mü bakar Aldırma, aldırma bil ki onlar bataklığa gömülmüş en başa güreşendir Onlar vücudu kaplamış sadece kurdeşendir; Onlara mı havale Söyle, söyle onlara mı havale bizim aşkımız, söyle… …..Eyvah! …..Eyvah! Güneri Yıldız (Elazığ, 15.10.2010) . |