BEN KİMİM ?Her cemre arefesi nüksederim yaprağa Nezaketle süzülen yeşil benim, al benim Bir yüzüm arşa bakar, diğer yüzüm toprağa Maddeyi mânâ ile tanıştıran el benim Her baharda çiçeğim, her çiçekte arım var Kendimden gayrısına ne zarar, ne kârım var Ne geldiğim yer belli, ne gidecek yerim var Her göreni ağlatan kifayetsiz hâl benim Bazen isyan etsem de, genellikle ramdayım Dost gider, düşman gider ben hala sıramdayım Gizli, açık günahta; helâlde, haramdayım Yanlısını mahşere sürükleyen mal benim Ne fazla akıllıyım, ne aklı/n yitirmiş del Bazen suçun kendiyim, bazen de suça bedel Hakk nasip etmedikçe uzanamaz hiç bir el Marifet sofrasında kaşıklanan bal benim Rüzgâr eker, fırtına devşiririm gazelden Uzatılan her ele, el veririm tezelden Ademoğlu boynuma asılıdır ezelden Ömür salıncağının salındığı dal benim Bir rivayet ertesi göçtü başımın sisi Göz görmez aydınlıkta süzdüm lambadan isi Ahde vefa gösterip kıskandırdım iblisi Kâfirin ciğerine çöreklenen kül benim Ne solcu bir yanım var, ne mevcut sağ görüşüm Örümcek istilası boşluğu ağ görüşüm Boşa değil bunca yıl tümseği dağ görüşüm Zehirli bahçelerde güneşlenen gül benim Yarım kalan ömrümün yerde kaldıkça âhı Dirilir, tazelerim Âzrail’le nikâhı Nakışladım sineme bu sessiz çilegâhı Ezel ebed arası o incecik tül benim Özümledir savaşım, yalnız kendime kastım Kaşla göz arasında çok sırra kadem bastım Kelime-i tevhid’i dudaklarıma astım Gece gündüz Rabbini sayıklayan kul benim gri gölge |