Okuduğunuz
şiir
26.5.2010 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
an(sızı)n
“ruhum”
şerefine patlatılan o kadar şampanyadan sonra tüm parmakları gövermiş kanamalı bir hastanın göğüs kafesine sürgülendi son günlerde öyle kayda değer bir vukuatı da yoktu hani uçlarından mors edilmiş hayaller damlayan(durmadan ileriyi işgal eden) bir travma sonrası sizin mütevazi gözbebeklerinizde uyanması dışında... varlığınızın varlığımı nasıl ihya ettiğini daha önce söylemiş miydim
köşeye kıstırılmış sözcüklerimin tebeşirle son dansı bu tahtada acımadan seyreltilmiş üç boyutlu şiirler (d)üşüşüyor ve sahnede karakuşağa geçen önyargılarımın merasim töreni
siz şahin pençesine takılmış harflerin acısını bilir misiniz ya yüzünüz parça parça aydınlanırken geride bıraktığınız karanlığı teninizin en incinmiş noktasında aşkın metalimsi rengine döndünüz mü hiç -belki de bu benim h/içe k(an)a(malarım)-
düşlerimizin boşluklarına sığdıramadığımız kadar korkak ve de kırgınız şevişmeler çekip çıkaramaz gibiydi bizi girdaplarımızdan kepenkleri örtülü ezgiler biriktirirken geceleri ansızın uyanan çocuklara içimde bir sarhoşun deliler gibi içtiğini söylemiş miydim
siz gelmeden az önce indi göğsüme heves yılan derisine dürülmüş hokkabaz gülüşlerinizle dolaştık tüm masalları ipeği ikiye bölen kamçılı bir süvari zerk etti kanınızı kanıma ve nihayetinde düştük gerçeğin uğursuz yüzüne şimdi son defa ağlarken (g)izleyiniz beni bilekleri burkulmuş bir serüven daha biterken an(sızı)n
heyhat ! aklım hiç olmadığı kadar secere bu akşam ne olur sevmeden (b)öldürmeyiniz beni………
filiz 2010 kocaeli
şiirimin bir çok şiir yürekli dosta ulaşmasına vesile olan seçici kurula ve tüm şiir dostlarına en kalbi teşekkürlerimle.......
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
heyhat ! aklım hiç olmadığı kadar secere bu akşam ne olur sevmeden (b)öldürmeyiniz beni………. .
.
ruhum beyaz bir yelken şimdi sana gözlerim martı telaşı gör ve bak düşlerimi söndürme
hece şiiri yazan biri çok güzel serbest şiiri yazabiliyormuş meğer / ne iyi etmişsiniz fikrimi sorarsanız hep burda kalın bilemiyorum severek desteklerim kalemi ..
Şiiri beğendiğimi ifade etmiştim.Eklenen sesle yeniden şiiri okuma ve dinleme fırsatım oldu.Sesini beğendiği Mehmet Beyi dinlemek çok güzel saygımla...
İşte geldim şairim, geç kalımışım kusura bakmayın, günün şiiri ödülüne, uğur böceğine layık dizeler okudum, kutluyorum dost şair yüreği, sevgilerimle...
'Düzyazı şiir' diye bir tarz var elbette ama, bu çalışmayı nereye sokabiliriz, bilemiyorum. Neredeyse tamamen düzyazı. Özellikle de ilk bölümü. Sanki şair, bir mektup yazmış, bir iç döküş. Hal böyle olunca da "şiirleşme" sorunu çıkmış ortaya. * Daha ilk dizede arabeski çağrıştıran bir söylem: "şerefine patlatılan o kadar şampanyadan sonra" * O kadar uzun satırlar var ki o kadar "kalabalık" bir anlatım.. Şiirin bir sözcük ekonomisi olduğunu unutuyoruz. Yoğun yazmak, yalın yazmak.. Dağlarca'nın sözüyle: "Laf salatası yapmamak..." Şair, sanki yazdıklarını tekrar okumamış gibi. Cümle kuruluşunda aksamalar:
"tahta(da) acımadan seyretilmiş üç boyutlu şiirler (d)üşüşüyor"
İki türlü eylem var: 1) üşüşüyor Bu haliyle "tahta(ya)........ üşüşüyor " olmalıydı. (tahtada) değil. 2) düşüşüyor halinde de "tahta(dan)...... düşüşüyor" olmalıydı. Yine (tahtada) değil. * Son yılların modası... Özellikle de genç arkadaşların pek sevdiği. Sözcüklerin başında ya da ortasındaki kimi harf veya heceleri ayraç içine alarak ikili anlamlar yaratma gayreti. Bu, tadında yapılırsa (bir iki tane) hoş olabilir(di) ama buradaki gibi defalarca yapılırsa, ipin ucu kaçar. Bu denli yan kesme imi, okurken, dikkati dağıtıyor, hatta işi bilmece haline sokabiliyor. Ne gerek var ki... Genç arkadaşların başka bir merakı da bolca Osmanlıca sözcük kullanma. Belki böylece şiire bir gizem katma umudu ya da derinlik... Ne yazık ki pek çok kalburüstü insanın da (Tv'de, radyoda vs.) yanlış kullandığı bir eski sözcük, burada da yerini almış: "mütevaz(i) yi 'alçakgönüllü' anlamında kullanıyoruz ama doğrusu "mütevazı". Mütevazi, başka bir şey. * Şu dizeye de bir anlam veremedim: " aklım hiç olmadığı kadar (secere) bu akşam "
'Secere' ne demek? Aklın secere olması... Buluş/imge ya da metafor denilen şeyin anlamlı bir karşılığı olmalı. İmgelemimizde doğru bir çağrışımı. * Yer yer güzel imgeler var: "kepenkleri örtülü ezgiler biriktirirken geceleri ansızın uyanan çocuklara"
"siz gelmeden az önce indi göğsüme heves"
"ipeği ikiye bölen kamçılı bir süvari zerk etti kanınızı kanıma" gibi.
Bunlar baştan sona dağınıklık içindeki şiiri kurtarmaya yetmiyor. Şiirin, mutlaka "eksiltilmeye", şiir dizesi olmayan satırların çıkartılarak, daha yoğun bir yapıya kavuşturulmaya gereksinimi var. Upuzun, hem şiiri hem okuru yoran satırlar (sözcükler) çıkmalı. Şiirin akıcı, ahenkli, lirik bir havaya sokulması.
Bir de şiir yazarken, masamızın üstünden Yazım K ılavuzu" ile Büyük Türkçe Sözlüğü eksik etmemeliyiz. Edebiyat/şiir dergilerinden en az üç beş tanesini de ayda düzenli okumaktan geri kalmamalıyız. Ustaları da.
* Necatigil Hoca diyor ki: "Dilimin ucuna hemen geliveren sözlerden her zaman kuşku duydum. Onların şiir dizesi olduklarından." İşte böylesine bir titizlik gerektirir şiir. Bir kuyum ustalığı, sabır, özen, dikkat... (Mutkaka okunması gereken bir yapıt: BİLE/YAZDI, Behçet Necatigil, YKY) * Hem kendi yazdıklarımızı hem de başka şiirleri, eleştirel gözle okumalıyız. Çünkü 80'li yıllardan bize emanet bir sözü var Veysel Öngören'in:
"Her şair, şiiri eleştirerek şair olur."
* "ne olur sevmeden öldürmeyin beni" dizesi de bir ezgiden güzel esinlenme gibi:
(Ne olur ölmeden öldürme beni) Sevdiğim bir türkü.
Sevgili Kardeşim, Merhaba. Kuşkusuz, insan yazdıklarını atmaya kıyamıyor. Kendi sözcükleri, kafasında öyle yer ettiği için, ilk aşamada değişikliklere sıcak bakamıyor. Değişiklik olunca, "benim şiirim olmaz" kaygısını taşıyor. Bir bakıma haklı da. Yalnız şiirin oluşumunda iki aşama var: 1) Esriklik hali (İlhamın geldiği, coşkunun, acının vs. kabardığı ve yazmanın başlayıp bittiği.) 2) İşçilik ve demlenme zamanı Önemli olan, yazdıktan sonra şiiri bir kenara koyup, ona yabancılaşma süreci. Belki iki hafta, belki bir ay. Yeniden ele aldığınızda, ilk yazdığınız andaki beğeni aynı mı? Ona (da) bakmalı Şair. Belki o kadar da güzel (harika), başarılı gelmeyecektir gözüne. Fazlalıklar, aksayan dizeler batacaktır gözüne. Yani "işçilik" dönemi başlayacaktır ve bir şarap gibi bekletip kıvamını bulma süreci.
Benim yazdıklarım bir öneridir. Bir anahtardır. Bundan sonra yazacaklarına bir ışık tutma çabasıdır. Ben elli yaşımı devirdim ama kendime şair diyemem. Ustayım hatta kalfa'yım bile diyemem. Şiir, çok zor bir sanat. Ama çok kolay geliyor insanlara. Manzume ile şiiri, şekerleme dörtlükleri ile şiiri birbirine karıştıran yüzbinler var. Şiir kültürü diye de bir şey var aslında. Bu da çok okumaktan (Ustaların kitaplarını ve edebiyat/şiir dergilerini izlemekten geçiyor.) Siz, bugün bir bakıma şanslısınız. Otuz yıl önce ne internet vardı ne de şimdiki gibi çok sayıda (yüzden çok) edebiyat/şiir dergisi vardı. Ulaşmak kolay değildi dergilere. El yordamıyla bulmaya çalıştık biz yolumuzu. Bir-iki şiirimizi, Ustalara mektupla yollayıp günlerce mektup beklerdik. İki satır bir eleştiri/yanıt gelir mi diye.
İnsan, amatör heyecanını hiçbir zaman yitirmemeli ama uğraş verdiği alanda da teknik açıdan kendini geliştirmeye gayret etmeli. Bu her alanda öyledir. Değil mi?
Şiirinizi okuduğunuzda, karşınızdaki size hemen olumlu şeyler söylüyorsa, bundan kuşku duyun. Övgüden çok eleştiriyi önemseyin. Şiiri bilenlerle konuşmaya çalışın. Bu sitedeki gibi "yaz bana /yazayım sana" tarzı, yaldızlı cümlelerden kendinizi koruyun. Zarardan başka bir katkısı olmayacaktır bu türden boş iltifatların.
ayrıca bizleri tutup büyük ustalarla kıyaslamanız ne derecede doğru tartışılır......... ben bu şiiri yazarken seçkiye özel bir şiir olsun kaygısı ile yazmadım kendi duygu ve düşüncelerimi elimden geldiğince ifade etmeye çalıştım tabi bu özentisiz bir şekilde yaptığım anlamına gelmez herkesin mükemmele bakış açısı bilgisi kadardır bilgilerinizi takdir ettim saygıyla
Engin bilgilerinizi benim gibi kendini şair zanneden bir ukâladan esirgemediğiniz için çok çok teşekkürler efendim
hayatta şiirden daha önemli şeyler de vardır anlayış ve hoşgörü güne düşen şiirlere böyle yorumlar moda haline geldi seçkinin kafası karışmış olmalı bence siz bir dönem bu görevi üstlenmelisiniz son bir şey ben şair değilim hiç birimiz değiliz ve sizin gibiler yüzünden hiç bir zamanda olamıyacağız saygılarımla efendim
Öncelikle edebiyata ve özellikle de şiire bu samimi yaklaşımınızı, şaire ve şiire gösterdiğiniz dostluğu, hassas ve yapıcı eleştirinizi takdir ettiğimi bilmenizi isterim.
Bu şiir'in bugün okuduğum ilk şiir olması hasabiyle, yorumumda görebildiğim her şeyi göz önüne sermek istememiştim. Görüyorum ki sizin gibi hakiki dostları da varmış şiir yazmayı seven bu arkadaşların yanında.
Eminim -ki ben olsam kesinlikle öyle yapardım- emekle hazırladığınız bu değerlendirme günün şiirlerini yazan arkadaşlara yol gösterecektir. Yine eminim ki, çok daha özenli çok daha güzel şiirler okuyacağız onlardan.
Sevgili Kardeşim, Merhaba. Kuşkusuz, insan yazdıklarını atmaya kıyamıyor. Kendi sözcükleri, kafasında öyle yer ettiği için, ilk aşamada değişikliklere sıcak bakamıyor. Değişiklik olunca, "benim şiirim olmaz" kaygısını taşıyor. Bir bakıma haklı da. Yalnız şiirin oluşumunda iki aşama var: 1) Esriklik hali (İlhamın geldiği, coşkunun, acının vs. kabardığı ve yazmanın başlayıp bittiği.) 2) İşçilik ve demlenme zamanı Önemli olan, yazdıktan sonra şiiri bir kenara koyup, ona yabancılaşma süreci. Belki iki hafta, belki bir ay. Yeniden ele aldığınızda, ilk yazdığınız andaki beğeni aynı mı? Ona (da) bakmalı Şair. Belki o kadar da güzel (harika), başarılı gelmeyecektir gözüne. Fazlalıklar, aksayan dizeler batacaktır gözüne. Yani "işçilik" dönemi başlayacaktır ve bir şarap gibi bekletip kıvamını bulma süreci.
Benim yazdıklarım bir öneridir. Bir anahtardır. Bundan sonra yazacaklarına bir ışık tutma çabasıdır. Ben elli yaşımı devirdim ama kendime şair diyemem. Ustayım hatta kalfa'yım bile diyemem. Şiir, çok zor bir sanat. Ama çok kolay geliyor insanlara. Manzume ile şiiri, şekerleme dörtlükleri ile şiiri birbirine karıştıran yüzbinler var. Şiir kültürü diye de bir şey var aslında. Bu da çok okumaktan (Ustaların kitaplarını ve edebiyat/şiir dergilerini izlemekten geçiyor.) Siz, bugün bir bakıma şanslısınız. Otuz yıl önce ne internet vardı ne de şimdiki gibi çok sayıda (yüzden çok) edebiyat/şiir dergisi vardı. Ulaşmak kolay değildi dergilere. El yordamıyla bulmaya çalıştık biz yolumuzu. Bir-iki şiirimizi, Ustalara mektupla yollayıp günlerce mektup beklerdik. İki satır bir eleştiri/yanıt gelir mi diye.
İnsan, amatör heyecanını hiçbir zaman yitirmemeli ama uğraş verdiği alanda da teknik açıdan kendini geliştirmeye gayret etmeli. Bu her alanda öyledir. Değil mi?
Şiirinizi okuduğunuzda, karşınızdaki size hemen olumlu şeyler söylüyorsa, bundan kuşku duyun. Övgüden çok eleştiriyi önemseyin. Şiiri bilenlerle konuşmaya çalışın. Bu sitedeki gibi "yaz bana /yazayım sana" tarzı, yaldızlı cümlelerden kendinizi koruyun. Zarardan başka bir katkısı olmayacaktır bu türden boş iltifatların.
ayrıca bizleri tutup büyük ustalarla kıyaslamanız ne derecede doğru tartışılır......... ben bu şiiri yazarken seçkiye özel bir şiir olsun kaygısı ile yazmadım kendi duygu ve düşüncelerimi elimden geldiğince ifade etmeye çalıştım tabi bu özentisiz bir şekilde yaptığım anlamına gelmez herkesin mükemmele bakış açısı bilgisi kadardır bilgilerinizi takdir ettim saygıyla
Engin bilgilerinizi benim gibi kendini şair zanneden bir ukâladan esirgemediğiniz için çok çok teşekkürler efendim
hayatta şiirden daha önemli şeyler de vardır anlayış ve hoşgörü güne düşen şiirlere böyle yorumlar moda haline geldi seçkinin kafası karışmış olmalı bence siz bir dönem bu görevi üstlenmelisiniz son bir şey ben şair değilim hiç birimiz değiliz ve sizin gibiler yüzünden hiç bir zamanda olamıyacağız saygılarımla efendim
Öncelikle edebiyata ve özellikle de şiire bu samimi yaklaşımınızı, şaire ve şiire gösterdiğiniz dostluğu, hassas ve yapıcı eleştirinizi takdir ettiğimi bilmenizi isterim.
Bu şiir'in bugün okuduğum ilk şiir olması hasabiyle, yorumumda görebildiğim her şeyi göz önüne sermek istememiştim. Görüyorum ki sizin gibi hakiki dostları da varmış şiir yazmayı seven bu arkadaşların yanında.
Eminim -ki ben olsam kesinlikle öyle yapardım- emekle hazırladığınız bu değerlendirme günün şiirlerini yazan arkadaşlara yol gösterecektir. Yine eminim ki, çok daha özenli çok daha güzel şiirler okuyacağız onlardan.
Şiirinizde imgelemeler o kadar yoğun olmuş ki şiiri en az dört defa okumak şart. Bunda beis yok ama. Yeter ki anlatılmak istenen ortaya çıksın. Şikayetçi değilim.
Lakin, bu kadar imge zengini bir şiirde ilk kıt'a ile ikinci kıt'a arasında bir ilişki ya da daha sonrakilerin birbirleriyle bir bağlantısı kurulamamış yazık ki. "Biraz burada kalalım sonra şuraya geçelim oturalım" dercesine, konu dışında başka hikayeler kurgulanmış gibi kıt'alarda. Kullanılan tamlamalar orjinal olsun diye midir bilmiyorum kulağı tırmalayacak kadar uzak tamlamalar olmuşlar.
"-belki de bu benim h/içe k(an)a(malarım)-" Bu nevi slaş ve parantez uygulamalarını yapan arkadaşlar tanıdım sitede onaylamamakla birlikte, onlar bu uygulamayı yaptıklarında hem parantez içlerinin hem dışarıda kalanlarının farklı anlamlar taşıdıklarını görürdük. Buradaki çalışmada k(an)a(malarım) derken k ve a harfleri kimsesizce kalakalmışlar parantezler onları anlamsız kılmış yazık ki. Belki de aynı sözcükte yalnızca bir kere uygulanması gereken bir tasarruf olmalıydı bilemiyorum.
"uçlarından mors edilmiş hayaller damlayan(durmadan ileriyi işgal eden)" mısraında, uçlarından mors edilmiş hayaller, bu bir sıfat tamlaması olmalı fakat mors sözcüğü burada nasıl bir anlam ifade ediyor sahiden tam bir muamma. Yine parantez içinde verilen "ileriyi işgal eden" ifadesini düşünüyorum ilerisinin işgali nasıl mümkündür bir cevap bulamıyorum.
Pek çok kişinin çok sevmiş olmasına elbette çok sevindim. Sizinle bir dostluğumuz ahbaplığımız da yok ki "dost acı söyler" diyebileyim. Naçizane şahsi fikrim olarak alınız lütfen, pek çok imge görmekle birlikte oturmuş güzel bir şiir göremedim. Kırılmanız bana hiç bir şey kazandırmaz ama bu yorumla belki size aydınlık bir kapı açılır diye düşünerek esirgemek istemedim.
Elbette saygılarımla...
ASRAN
asran tarafından 5/27/2010 7:21:00 PM zamanında düzenlenmiştir.
Gri gölge isimli üyenin eleştiri yapan üyelerimize verdiği tutarsız ve üyelerimizi yıpratmaya çalışıcı yorumlarından dolayı üyelik onayı 3 gün alınmıştır.
Yaptığım eleştiriyi kişisel bir saldırı olarak algılamamış olmanızı isterdim doğrusu. Bardağın dolu tarafından bakabilmenizi ummuştum halbuki. Eleştirirken çok da özen göstermekle birlikte yine de kırılmanıza üzüldüm ne yalan söyleyeyim. Maksadım prim yapmak olsa, tek cümle yazıp çıkardım. Ama böyle bir niyetim yoktu. Burada insanlar beni tanısalar hayatım daha mı şenlikli geçecek. Ya da ben onları tanısam hayatlarında ne değişecek. Hiç umursamadığım aklıma bile getirmediğim bir nokta eleştirinizin bu kısmı.
Hakikaten emek verdiğiniz bir ürünü defalarca okuyup aklı başında bir yorum bırakmayı tercih ettim. Hata etmişim. :) Siz müthiş şiir yazıyorsunuz alkış demeliymişim. :) Fakat ne yalan söyleyebilme yeteneğim vardır ne de insanlara doğruyu söyleyip, onları doğru yönlendirmek görevimden vazgeçebilirim. Size karşı değil Yaratana karşı sorumluluklarım var. Doğrusunu biliyorsam göstermek zorundayım. :) Mesele iyi bir şair olmak ya da olamamak değil, ben şair değilim demekle olmuyor zira şiir yazıyorsunuz.
Her şair "şair-i azam" olmak ister elbette. Bunun yolu doğru yönlendirilmekten geçer. Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal Beyatlı'nın öğrencisidir yüzlerce şiir yazmış ve Yahya Kemal Beyatlı olmuyor dediği için neredeyse çıldırmak üzeredir. Bir gün; Ne içindeyim zamanın Ne de büsbütün dışında; Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında, ... dizelerini gönderir Yahya Kemal şiiri okur güzel der. Ahmet Hamdi Bey bu cümleden sonra bir daha şiir yazmaz. Bir ahdı vardır ve o ahdı gerçekleşmiştir.
Hayatın içinde de bir sürü eleştiri alıyoruz, böyle tepki vermek sizi doğru bir yere taşımaz ne olacak yani birileri bizi eleştiriyor diye intihar mı edeceğiz.
Şu kadar insanın içerisinde size doğru bir şeyler söyleyip şiiriniz için yol açmak isteyen iki kişi çıktı ve yazık ki siz onları doğru anlayamadınız. :) Bu yüzden bu sitedeki insanlar eleştiri yapmak yerine "size bu müstehak" deyip sürekli alkışlıyorlar. Seçki kurulu gün için 3 şiir belirliyor bu şiirler mükemmel buyrun okuyun demek adına mı seçiliyor zannediyorsunuz tersine bu 3 şiiri eleştirilmeye uygun bulduk bu arkadaşlar çıtanın üzerinde şiir yazıyorlar onları buraya koyuyoruz buyrun sizde onların şiirlerini öncelikle okuyun ve eleştirilerinizle onları yönlendirin anlamı taşıyor. Bir anlamda güne seçilmek daha iyi eleştiriler için en üst seviyeye çıkarılmak demek.
Yeniden söylemek istiyorum "yaptığım yorum kişisel bir saldırı ifadesi taşımıyor, daha iyi yazabilmeniz için takıldığınız noktalara işaret etmek istedim yalnızca".
bu kadar güzel yorum yapabilmeyi çok isterdim ama ne yazık ki sadece dışınızdaki üç beş kişinin anlayabileceği aptalca şiirler yazabiliyorum fakat gerçek bir şair olup diğer insanların şevkini kıracak yorumlar yapacaksam ben almıyim şunu unutmayınız gerçek şairim ; kimse şair doğmamıştır bu arada şiir üzerinden pirim yapma çabalarınızı takdir ettim buda yeni bir taktik sanırım devam ediniz siz böyle aydınlatıcı bilgilere sahip olduğunuz sürece daha çok "sözde şaire" ışık olursunuz edebiyat adına çok çok üzgünüm ben ve benim gibi kendini şair zanneden ki benim asla böyle bir iddiam yoktur siteyi terk etmeliyiz bence ayrıca sunu da belirteyim diğer arkadaşların yorumları beni şımartmadığı gibi yorumunuzda beni kırmadı yalnızca cevap hakkımı kullandım
neyse sizi fazla tutmıyim daha eleştrilecek çok şiiriniz olmalı hayırlı günler dilerim saygımla
Gri gölge isimli üyenin eleştiri yapan üyelerimize verdiği tutarsız ve üyelerimizi yıpratmaya çalışıcı yorumlarından dolayı üyelik onayı 3 gün alınmıştır.
Yaptığım eleştiriyi kişisel bir saldırı olarak algılamamış olmanızı isterdim doğrusu. Bardağın dolu tarafından bakabilmenizi ummuştum halbuki. Eleştirirken çok da özen göstermekle birlikte yine de kırılmanıza üzüldüm ne yalan söyleyeyim. Maksadım prim yapmak olsa, tek cümle yazıp çıkardım. Ama böyle bir niyetim yoktu. Burada insanlar beni tanısalar hayatım daha mı şenlikli geçecek. Ya da ben onları tanısam hayatlarında ne değişecek. Hiç umursamadığım aklıma bile getirmediğim bir nokta eleştirinizin bu kısmı.
Hakikaten emek verdiğiniz bir ürünü defalarca okuyup aklı başında bir yorum bırakmayı tercih ettim. Hata etmişim. :) Siz müthiş şiir yazıyorsunuz alkış demeliymişim. :) Fakat ne yalan söyleyebilme yeteneğim vardır ne de insanlara doğruyu söyleyip, onları doğru yönlendirmek görevimden vazgeçebilirim. Size karşı değil Yaratana karşı sorumluluklarım var. Doğrusunu biliyorsam göstermek zorundayım. :) Mesele iyi bir şair olmak ya da olamamak değil, ben şair değilim demekle olmuyor zira şiir yazıyorsunuz.
Her şair "şair-i azam" olmak ister elbette. Bunun yolu doğru yönlendirilmekten geçer. Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal Beyatlı'nın öğrencisidir yüzlerce şiir yazmış ve Yahya Kemal Beyatlı olmuyor dediği için neredeyse çıldırmak üzeredir. Bir gün; Ne içindeyim zamanın Ne de büsbütün dışında; Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında, ... dizelerini gönderir Yahya Kemal şiiri okur güzel der. Ahmet Hamdi Bey bu cümleden sonra bir daha şiir yazmaz. Bir ahdı vardır ve o ahdı gerçekleşmiştir.
Hayatın içinde de bir sürü eleştiri alıyoruz, böyle tepki vermek sizi doğru bir yere taşımaz ne olacak yani birileri bizi eleştiriyor diye intihar mı edeceğiz.
Şu kadar insanın içerisinde size doğru bir şeyler söyleyip şiiriniz için yol açmak isteyen iki kişi çıktı ve yazık ki siz onları doğru anlayamadınız. :) Bu yüzden bu sitedeki insanlar eleştiri yapmak yerine "size bu müstehak" deyip sürekli alkışlıyorlar. Seçki kurulu gün için 3 şiir belirliyor bu şiirler mükemmel buyrun okuyun demek adına mı seçiliyor zannediyorsunuz tersine bu 3 şiiri eleştirilmeye uygun bulduk bu arkadaşlar çıtanın üzerinde şiir yazıyorlar onları buraya koyuyoruz buyrun sizde onların şiirlerini öncelikle okuyun ve eleştirilerinizle onları yönlendirin anlamı taşıyor. Bir anlamda güne seçilmek daha iyi eleştiriler için en üst seviyeye çıkarılmak demek.
Yeniden söylemek istiyorum "yaptığım yorum kişisel bir saldırı ifadesi taşımıyor, daha iyi yazabilmeniz için takıldığınız noktalara işaret etmek istedim yalnızca".
bu kadar güzel yorum yapabilmeyi çok isterdim ama ne yazık ki sadece dışınızdaki üç beş kişinin anlayabileceği aptalca şiirler yazabiliyorum fakat gerçek bir şair olup diğer insanların şevkini kıracak yorumlar yapacaksam ben almıyim şunu unutmayınız gerçek şairim ; kimse şair doğmamıştır bu arada şiir üzerinden pirim yapma çabalarınızı takdir ettim buda yeni bir taktik sanırım devam ediniz siz böyle aydınlatıcı bilgilere sahip olduğunuz sürece daha çok "sözde şaire" ışık olursunuz edebiyat adına çok çok üzgünüm ben ve benim gibi kendini şair zanneden ki benim asla böyle bir iddiam yoktur siteyi terk etmeliyiz bence ayrıca sunu da belirteyim diğer arkadaşların yorumları beni şımartmadığı gibi yorumunuzda beni kırmadı yalnızca cevap hakkımı kullandım
neyse sizi fazla tutmıyim daha eleştrilecek çok şiiriniz olmalı hayırlı günler dilerim saygımla
siz gelmeden az önce indi göğsüme heves yılan derisine dürülmüş hokkabaz gülüşlerinizle dolaştık tüm masalları ipeği ikiye bölen kamçılı bir süvari zerk etti kanınızı kanıma ve nihayetinde düştük gerçeğin uğursuz yüzüne şimdi son defa ağlarken (g)izleyiniz beni bilekleri burkulmuş bir serüven daha biterken an(sızı)n
düşlerimizin boşluklarına sığdıramadığımız kadar korkak ve de kırgınız şevişmeler çekip çıkaramaz gibiydi bizi girdaplarımızdan kepenkleri örtülü ezgiler biriktirirken geceleri ansızın uyanan çocuklara içimde bir sarhoşun deliler gibi içtiğini söylemiş miydim Çok beğendim kutlarım sizi saygılar.
Kulak duymak için can atmakta, gönül pervane gibi kanat çırpmakta güzel cümlelere ermek için. Şiirde dil meselesi kemale ermiş artık. Paylaşım için teşekkürler. Çok saygımla.
hece şiirinde harika bir kalem olan siz bütün kalbimle diyebilirimki serbestte de bir okadar iyisiniz ( serbestte ilk şiiriniz olmasına rağmen günün şiirine aday lakin günümün şiiriydi) bu okuduğum en güzel serbest şiirlerden biriydi umarım uğur böceğinin yanında kurdelasını da alır hak ediyorsunuz . bütün içtemliğimle kutluyorum efendim .
suskunluk tarafından 5/26/2010 10:43:33 PM zamanında düzenlenmiştir.
heyhat ! aklım hiç olmadığı kadar secere bu akşam ne olur sevmeden (b)öldürmeyiniz beni………
Sevgili Filiz hanımefendi
İyi ve güzel olan aşkın kötü ve ayrılık yönüde vardır an gelir yağmurlar giyinir an gelir bulutlara çarparsınız sevebildiğiniz kadarsınız ki şiirle başarmışsınız tebrik ederim
Bir şairin hem serbest hem hece şiirinde başarı göstermesi çok nadirdir.Hece şiirlerine aşina olduğum değerli kalemin serbest şiirlerinde gösterdiği başarı karşısında hayran kalyor insan.Saygımla...
ve insan böylesi usta kalemlerin olumlu eleştiirileri karşısında ne söyleyeceğini bilemiyor güzel yüreğinize selamlar çok çok teşekkürler efendim saygımla
ve insan böylesi usta kalemlerin olumlu eleştiirileri karşısında ne söyleyeceğini bilemiyor güzel yüreğinize selamlar çok çok teşekkürler efendim saygımla
Şair sevgi kadar nefret, anlayış kadar anlamsızlık, kavuşma kadar ayrılık var şiirde. Karmaşık duygular böyle anlatırılırdı herhalde. Aca bu kadar karmaşık hale getiren ne sevdaları. Hangi korkaklık söylenmesi gerekenleri söyletmez. Çok basit arkasında hazırlanmış oyunlar olursa. Saygılarımla
ben esasen çok klasik bulurum yorumlara cevap yazmayı bu bir şakşakçılıktan hiç hoşlanmam bu iki diğer arkadaşlara cevap yazmamın tek nedeni sayfamın sürekli misafiri olup bana cesaret vermeleridir yoksa her görüş ve her düşünceye saygım sonsuzdur saygımla efendim daha hoşgörülü günlere........
Şair herhalde hoşuna giden el çırpmalarını yapmadığım içinmi cevap dönmediniz. Ama ben gördüklerimi söyledim. Normalde silerdim yorumumu. Alınmışsınız çünkü. Ama yorum sedece içeriğe. Bu tür başarılarınızın devamını dilerim.
ben esasen çok klasik bulurum yorumlara cevap yazmayı bu bir şakşakçılıktan hiç hoşlanmam bu iki diğer arkadaşlara cevap yazmamın tek nedeni sayfamın sürekli misafiri olup bana cesaret vermeleridir yoksa her görüş ve her düşünceye saygım sonsuzdur saygımla efendim daha hoşgörülü günlere........
Şair herhalde hoşuna giden el çırpmalarını yapmadığım içinmi cevap dönmediniz. Ama ben gördüklerimi söyledim. Normalde silerdim yorumumu. Alınmışsınız çünkü. Ama yorum sedece içeriğe. Bu tür başarılarınızın devamını dilerim.
siz gelmeden az önce indi göğsüme heves yılan derisine dürülmüş hokkabaz gülüşlerinizle dolaştık tüm masalları ipeği ikiye bölen kamçılı bir süvari zerk etti kanınızı kanıma ve nihayetinde düştük gerçeğin uğursuz yüzüne şimdi son defa ağlarken (g)izleyiniz beni bilekleri burkulmuş bir serüven daha biterken an(sızı)n
heyhat ! aklım hiç olmadığı kadar secere bu akşam ne olur sevmeden (b)öldürmeyiniz beni………
NE OLUR SEVMEDEN ÖLDÜRMEYİNİZ BENİ... gene muhteşemdi gene takdire şayandı... kutluyorum sevgilerimle arkadaşım....
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.