12
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1785
Okunma

/sustu şiir…..!
kimsenin bilmediği bir dilde başladı sözlerine içimdeki yetim/ser çocuk
ruhunun terkisinde tadını hiç bilmediği frambuazlı pasta/
......
sin/ misli teslim oldu gökyüzüne ay ışığı
ovaları
kalbi delik hayaletler kuşattı
uçaklar kalkıyor aklımın plastik pistlerinden
uçaklar düşüyor ıhlamur bahçelerime hızla
utanıyorum ellerimden
bilemiyorum bu desenlerini ezberlediği kaçıncı halı
açlığını gizleyip
gözlerinle aynı sofraya oturmaktan çekinen gözlerimin
içim;
sırtını beyaz puşulu çingenelerin kamçıladığı
emektar atlar kadar sarhoş
kuyuya attığı dilek taşının dibe düşmesini bekleyen dilenci dışım
illa dört diyorum
illa da dört
bu son hakkın diye çıkışan ebemkuşağına…..
II.
paslı bir kilide ısrarla sokulmak istenen anahtar kalbim
yönetici eşinin asarken düşen ıslak sütyeni
ne bir kapak yuvarlanıyor uğruma
ne uğruna yuvarlanabileceğim bir tencere var
ceninden fetüse dönüşüyor sürekli yalnızlığım
başım;
parkta yeğenini kaybeden dayının salıncak demirlerine vurduğu başı
ok yay ve terazi
kim bilir çocukken bidonlarını deldiğim teyzenin yüzü şimdi ne halde……..
gri gölge 2011