Bu KapıdanYorgun dalgalar gibi dönüyorum kıyıdan, Balık ağları beni çekiyor bu kapıdan; Varamadan kaybolan nirvana yolcusuyla Vurgun yemiş güvercin sekiyor bu kapıdan. Gözyaşları suluyor, Katin ormanlarını, Ve dünyadan bihaber dans ediyor Mathilda. Hem gidip hem ağlayan nazlı gelinler gibi, Tarih bizden izinsiz geçiyor bu kapıdan. Yer mi kayıyor yoksa zaman mı savruluyor? Daha kaç yıl sürecek bu dinmeyen fırtına? Şu karanlık geceyi anlamlı kılan yıldız, Kendini de yakarak göçüyor bu kapıdan. Bir kapı kapanmadan öbürü açılmazmış, Bütün kapılar sana çıkıyorsa neyleyim? Cemşit olup şaraba ülfet etmedim ama Sarhoşluk gelip benle içiyor bu kapıdan. Bilmediğim bir dilin alfabesi gözlerin, Bir türbenin içinde teslim alıyor beni; Işığından zindanı mahrum kılan sevgili, Kendi geleceğini seçiyor bu kapıdan. Bir ay kadar susuzum, aynalar küskün bana, Kimse bakmaz yüzüme, tek annem düşkün bana, Sözdeki sebatıma bel bağlayan yalnızlık, Kıyametlik bir ömür biçiyor bu kapıdan. Mehmet Taştan |