Sonsuz bir toprak İle!..
Geldim dergâhına densiz çocuk,
Dergâh-ı can kalemine! Bir yüzüm var nurdan öte, gülden yüce, Tut elimi sevda-i aşk ile… Al içine çek inciri, bal-ı kan kırmızı şarap ile Yüzsüzüm, yurtsuzum can yoldaşım ile Yoldaş bildiğim bir kalem, sarhoş asa ile!.. Garip sahralara daldım rüyalar ile Rüya-ı bahara girdim zalim düş ile Bir yar diledim gökten gelen yağmur ile Seller serildi dizlerime, Deniz oldum boğuldum! Nefessiz bir dağa vurdum dalga ile… Seni düşündüm ya rab Toprak ve su ile Ellerim havada dua ve şükür ile!.. Kanatlandım, kanadım kırıldı uçamadım Sevdalı bir diyara sürüklendim Perişan etti beni göz, kaş, yüz ile Vuruldum, susturuldum Kara bir taş ile!.. Ne mekânım oldu zümrüt-ü altın ile Ne şan şöhret istedim padişah-ı sultan ile Bir parça ekmeğim oldu, bir yudum zemzem ile Bir evim, sahipsiz bin misafir ile… Aslını kaybeden bir şeytana vuruldum, Gözlerim, sözlerim ve kalbim ile… Karanlık bir gecede can-ı cananımdan koparıldım Zindan ve zehirli bir hançer ile… Yok başka sevdiğim, sevgim, yüreğim Çatlasın toprağım, Geliyorum kefensiz bir ölüm ile.. |
her üretinin bir alınteri kokusu da vardır.
sevgide kal...