ÜFLESEYDİN SÜT DONARDI:
I
İçimin sokaklarında bir aşk yaprak döküyor ve yenilgiler sızıyor bir kemanın kırgın sesinden gecenin saat üçünde şahdamarımda zonklayan mıh gibi saplandığım, tesellisi imkansız yalnızlığım ve ömrümde çocukluğumun soğukluğu umutlu bekleyişlerde takvimlere gülümseyip ıslanırken özlemin uzak yağmurlarında... bak, sokak şarkıcıları şarkıları piç ettiler sevgi tüccarları şiir yazıyorlar imgeleri aldatarak şiirleri de piç ettiler sevgilim!.. II düşün ki ben o acının oğluyum; o yıllar asla unutulmayacak aşklara daha savrulmamışken zaman ikiye bölmemişken, yıllar kanatmamışken seni en tehlikeli tehditdin esareti inşa eden kelepçelere... III merhabaların var senin ’kendine iyi bak’ların ağlayıcı duaların ve kan pıhtısı ’hoşça kal’ların talazlanan kırsal isyanların, simsiyah rüyaların ömrüne kefil yılların... sansüre uğramış şiirlerin var senin gözaltına alınan ölümcül umutların imla kuralların, gece yarıların, hece yarıların izbe anıların, kitapların, anlamların uslanmaların ve aşklarına dar gelen intiharların kimseye sezdirmediğin ve her gün yüzüne tükürdüğün pişmanlıkların!.. yangınların var senin, içinin ormanlarında hayatın kör testeresinde, puşt acıların derin çığlıklarda, gün ışığı görmemiş yaraların üzerine çığ düşmüş bir köy gibi, devleti yok yalnızlığın acının yurdu yok!.. IV nasıl da acımasızdı hayat ve umursamaz sevmeye yeltendiğin ne varsa önce sevdin ve yitirdin sonra... V /ahh sevgili!.. sen o mahçup yüzünü beslediğin bir aynanın yazgısına sığacak kadın mıydın?../ şarkıların vardı oysa ses tellerine tutunan, sesinde soluklanan, söyledikçe çoğalttığın ve çoğaldığın harcanmış bir hayatın var; yaşadıkça eksilmeyen, sevdikçe tükenmeyen duvarların arkasına saklanmadığın.. hep bir yanın senden uzakta yolların var senin pervasızca yürüdüğün ama gidilince bitmeyen, dönünce gelinmeyen... ve uzaklaştın sonra benliğini ele geçiren kalabalıktan gözlerinde parmaklıkların, tel örgülerin uzun boylu yorgunluğu yağmalanmış sokakların var, bir cinayete kurban giden aşkların ve kelepçede kuşların... VI /Hayat borçlandırır seni ödeyemezsin ömrün infazlara yazılır kurtulamazsın!.. kaç kere yansa da ağzın ne yoğurt’a ne de süte üfleyemezsin!../ (Birdal Erdoğmuş/2011) (NOT) ’Hepimizi bir ana doğurdu’ ve hepimiz bir kadını mutlaka çok sevdik... Her biri sevgi doğurganı olan ve merhametleriyle, duygularıyla, sevgileriyle, evet sevgileriyle asla yarışamayacağım, başta annem olmak üzere bütün kadınların/kadınlar gününü kutluyorum, hayatla hesaplaşırcasına../ |