yüreğime işlenmiş mavimsin..Cancağızım’sın Acunumu aydınlatan sözlerimsin sen.. siyaha biat eden gecede kuş tüyü ışıklarıyla aydınlatan gözlerin. ruhunda hicranın kara yaşmağını taşıyan kırmızının avuçlarında sakladığı boynu bükük kardelendin canıma düşen cancağızımsın kalemimin her harfinde adını zikretdiğim durma oralarda gecemi gündüze çeviren mavi hüsnüyusuflarım gibi yüzünü bana çevir. soluğun ılık bir meltem esintisi özlem yanığı gözyaşlarımı yağmur yaptım kendime sağnaklarındayım ateş kıvılcımıyla düşüyor tenime kalem oluyorsun yüreğimde demlenen. gözlerin; ışığı oluyor kapkaranlık kaldırımlarda yüreğimin Şems’i. benim yaşamımsın sabahıma kanatlanan... Şemsim’sın.... cemaline sinen nurlu gözlerine esir düşen Mevlana olabilir miyim? bilemem ama eksik bir düşün karanlıktan parlayan gümüş pulumsun ne Mecdelli Meryem kadar çarpar yüreği İsa için kutsal mabedinde yaşamama izin verir misin be yâr? duamdır bilesin nefesin. gece karası gözlerin olsun katılaşmış hicrana eriten sıcaklık ilmekle yüreğimi vuslata sar gül kokulu sözcüklerimi beynime alnı pak sevdalara kazısın . sen hep burada kal emi cancağızım? gecelerimin sabaha gebe kalacak romanımın baş kahramanı. sen ; İstanbul"uma yürüdüğüm yolumda mavi halıdaki gümüş pulum pencerime kuş tüyü ışıklarınla gelip süzülen aydınlığım.... Kalemim’sın.... hicranın açtığı yaralarımın sözü olan mavi adımı sayıklayan Mecnunum musun be yâr? Şehrime esen lodosla gelsen bana dudaklarında beraber mırıltadığımız bir şarkı... yüreğimde vuslat filizleri bak! yendim hicranın siyah şövalyelerini ben sana koşuyorum yalınayak.. yolumdaki dikenlerin çıplak ayaklarımın kanamasından korkarsın sen. dudaklarınla öpme sakın yollarıma serilmiş dikenleri. bırak kanasın cancağızım düşler; bahar arifesinde sana kavuşmak bir bahar sabahı.. toprak yağmuru sağarken dudaklarıyla sen; benim cancağızımsın hasretin omuzlarına vurulmuş... gözlerini sümbül rengi bulutlara çevir yollara koyul. hicranın acılarla örülü patikalarını geçmişken pes etme yâr az kaldı vefalım acıya minnetli kalbimin sultanı. tuz gibi mübarek su gibi aziz akşam kuytularında hicranın ayak dibine düşmüş yüreğim gözlerimin gözlerinde tekrar hayatı kazanması det duam takâtim İstanbul’um, dayanağım kalemim, sabrım sensin cancağızım. düşlerim yeniden vuslatla örülüşüydü tatlı gülümsemelerin özlemin koynunda demlenen yüreğime eşlik eden gece karası gözlerin ruhumdaki eşsiz paye. hicrana dayanma gücümsün be yâr, yüreğime işlenmiş mavimsin.. aşk şeceresi hicran olan kırmızının koynunda boyununu büken kardelensin cancağızım diye süzülen canânsın. kanadında mutluluk olan mavi düşler kelebiğim... gonca güllerle süslenmiş kuşluk vakitlerinde gülümseyen bülbülüm.. bedeli yüreğim olan cancağızım kara acılarıma gideren şifâsın sen.. bağrı yanmış ve susuzluktan kurumuş kıyılarıma dolan benliğimden aşıp yüreğimde çoğalan bitmez ummanım gordion(gülözkan) 08/03/2011 |
Saygılarımla.