5
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1605
Okunma
Bir hülya’ya d/alsam
Masa/l altında sema nazlanarak düşer k/oynuna
Bülbül s/ezginde y/anar
Y/el susar k/okuna
Toprak ana ç/oğulluğundayken erik dalında s/açılıyorum
R/ahmetin yağsa ikra/mın s/on demliğine
N/utkum t/utulur,
K/ulağını kapıda bekleten turluğumun Musalığında;
Mazot tüküren gemiler şimdi bebek gözlerim
Dibi tutmuş üçüncü tek/illerinde perdelenir, şehir.
Köşe kapmaca oynayan duvar yalnızlığı
Darağaçlığın rahibeliğinde İo,
Boğazın boşuna öküz geçidi değil İstanbul!
Sen anla, beni yoksun dudaklarımda !
Y/itip giden ucu ateşe verilmiş kağıt vapurlar
Satır satır yarım k/alan cümleyim Yusuf şivende.
Geçikmişliğim kör dibliğinde susma orucu
K/adını mühürlesem Hemoros’un bronzuyla
S/on y/akımlık şakağımdaki zaman
Müstecir g/ayırlık bizimkisi dedi k/adın, adama.
İnce tesbih taneleri savruntusunda gelirim ayak ucuna adam.
Aitliğim Kenanlaşır
Gülüşün ki
Güneşim d/oldurdu odacıklarıma.
Gözlerin ;
Ateşim b/oldurdu üşüyen tenime
Y/okluğunu sorma k/adın, bana!
Gordion
27/02/2017
5.0
100% (9)