Köyümün Kadınları
Ellerinde nasır yüzlerinde ter
Ne derman kalmış dizlerinde Ne gözlerinde fer Gün çalmadan gecenin yorgun kapısını Henüz ısınmamışken uzandıkları yer Ninni gibi yayılan ezan sesiyle Yüreklerine kızgın bir telaş Çığ gibi düşer… Bir hüzün yumağıdır köyümde hayat Sevinçler sadece yılda bir gelir Ayranı ekşidir ekmeği bayat Kadınsan bin çeşit dert üstüne gelir. Bu gün de tarlaya bir yolculuk var Boşanır uykudan bezgin bir hayat Bir gönül ki yatak bile dar Gün puslu gözlerini henüz silmeden Bir yangın düşer içine Yeşeren her sevinci evine adar Soba tutuşacak pişecek yemek Serilecek ortaya bin türlü emek Sağılacak ineğe kadar… Uyanan çocuklar onun eline bakar Babalar uykunun kolunda dingin Kasvetli kollarda şimşekler çakar Gözler torba torba yürekler engin Bir iş bitmeden diğeri başlar Beden kırk parçaya bölünür her gün Hüzün demlendikçe neşe yavaşlar Bir tarafta çapa öbür yanda öğün telaşı Kaşlar çatılır yürek hızlıca çarpar Böyle bir keşmekeşe alışır hayat Her gün yeni bir yük eklenir sırta Geçen her an çilenin gölüne akar Kederle evlenmiş koca bir ömür Bin kahır tokmağı göğsüne vurur. Teni kar beyazı gözleri mahmur Çile yayığını sallar da durur Gönül kapakları kilitli esir Kendine ayıracak zaman fakiri Bu çilekeş tabloyu kuşatmaz nesir Kurulu bir saat gibi akarken hayat İç çekişleri her gün ayyuka çıkan Bu neslin gözyaşı yıllarda saklı Mazideki mahzun günlerden devir Her bir yöne açık içe yasaklı Yürek kırk parçaya bölünmüş kesir Seneler tespihe dizilip durur Kendini adamış hüzün yamağı Dalgalar direnen göğsüne vurur Belirsiz matemler kaplar dimağı Televizyon geldi dönüştü hayat Köylerden şehire akın var şimdi Tarlalar bahçeler artık çok rahat Konforlu koltukta hanımı evin Nasırlı ellerden eser yok bugün Artık ilkbaharda açılır sahne Ne bir telaş kalmış ne asılan surat Gözlere fer gelmiş dizlere derman Köyümü medeniyet kuşattı heyhat Artık akşamları telaş bürüdü Kumanda savaşında ipekten eller Dizi sohbetleri aldı yürüdü Telaşı süpürdü sahtekâr yeller Çile biter yaşlar kurur yüreğe yığılır keder Gün dolanır yıllar geçer ömrü el alır gider Mürsel GÜNDOĞDU |