Ares Nicola
Adım Ares
-Adımı ben koydum Aile büyüklerim kendi aralarında çok kavga ettiler ama Son sözü ben söyledim… Her yol ayrımda Adım savaş tanrısı Her sabah gri bir gökyüzüne uyanırım Ve Kadetral’in çanları gibi büyük bir gürültüyle uğuldar kulaklarım Akşamdan kalma gözlerim kan çanağı gibidir… Karıncalıdır görüntüm Ayaküstü görülecek ne varsa görürüm Doktorlar buna şifozreni desin, ben buna hayal gücüm diyorum… Tek atın döndüğü bir atlıkarınca gibi döner hayat başımda Postalımdaki çamurdan ay damlar Yıldızlar kayar plastik bebek kundaklarına, ağladığımda -Adım Ares Sevmem çocukları… Aldığım nefes bile tahriş eder boğazımı O yüzden Votkayla yıkarım gırtlağımı İntihara meyilli, Kedine sürekli acı çektirmeyi alışkanlık haline getirmiş bir insanım Hayatta kalma çabam, trajikomik filmler gibidir, çok gülerim kendime Yalnız yaşarım, iki odalı bilinçsiz bir evde Sarı duvarlarına astığım resimler konuşur benimle -Tanrılar kördür… -İyi, kötü, çirkin ne varsa hepsi sensin, her şey senden ibaret der… İnsanlar ne kadar yalnız kalırsa o kadar uzağa gidermiş -Yalan Ben gidemedim hiç, Şehirler yollarıyla birlikte bana geldi. Yalnızlık böyledir işte Kedinin, kendi kuyruğunu kovalaması gibi, yakalayamazsın kalabalığı Baudelaire’in bahsettiği kötü tohumum Histeri krizlerim yağmurla karışık yağan kar gibidir… Yalancıyımdır, mumlarım hep yatsıya kadar yanar Gecelerim hep bundan karanlıktır benim, tutamam dilimi Adı Nicola Bu adı da ben koydum Terk edildiği evin verandasında Yağan yağmurun altında buldum onu Uzun, sarı, düz saçlarından süzülen karlar gibiydi teni, ıslak ve beyaz Bir anime çizgisinden fırlamış gibi büyük parlak gözleriyle izlerdi hayatı Pasaportsuz yaşar Çığ olup düşer her daim şehrin sokaklarına İşte en çokta o zamanlarda üşürdüm ceketsiz uyuduğum bankamatik kabinlerinde… Herkese yetecek kadar kin birikmiştir içinde Yasını tutacak kadar, Nefessiz bırakacak kadar, Hatta öldürecek kadar büyüktür Tali yol insanıdır… Ömrü anayoldan geçenlere yol vermekle geçer Kısıtlar kendini kendi içinde, Yaşama sırasını ertelemiştir… Hayatına kaynak yapan erkekler yüzünden Bir kaza anında ters dönen arabanın boşa döndüğü tekeri gibi… Otobanda ezilen suçsuz kediler gibi… Boşa geçmiş bir ömrü gizler kimliğinde… Yağmur, tanrının kanıdır der. Aralıksız yağan yağmurları sırf bu yüzden çok sever Terk edildiği yerde, Z(k)anlı bir bıçak gibi durur Ares ve Nicola Yer altı insanları Gündüzleri görünmeyen, Geceleri yanmayan sokak lambaları Sırları ölümüyle açıklanacak arka fon insanları Düzensiz mutlu olan, düzene karşı duramayan Hayat boyları kısa, cüce insanlar Babalarıyla kavgalı Yaşadıkları hayatları terk etmeyi göze alamayan Korkak ve hain insanlar Neden sorusu soramayan, düz çizgi insanları Hiçsizliği meslek edinmiş Hep olayım derken hiç edilmiş hayat sanatı üstatları Onlar ki acıdan beslenen insanlar Mutsuzluktur onları yaşatan Hayata bağlayan Kamçılayan, mücadele isteğini arttıran P*çliği sevdiren, âşık eden, nefret ettiren, güldüren, ağlatan Hepsi hepsi acıyla erir yüzlerine düşen mutlulukla… Geceleri her doğuma müsaittir Her evrime gebedir. Düşünce tiratları Küfrün ibadet sayıldığı Sayısız duygu cinayetlerinin işlendiği Arka sokak insanları Kimsenin farkına varmadığı Her b*ktan korkan sokak köpekleri Sokak çocukları Saçlarında yıldız saklayan Tanrının elleri, Ares ve Nicola 01/03/010 |