Kavun KokusuYoksul bir kenar mahallenin ilkokulunda okurduk Biriken şiirlerimizi… Yoksunluğumuz duvarlarımıza Alçı tebeşirle yazılı Kara tahtalarda okunan, konuşanlar listesindeydi… Yoksunluğumuz masrafsızdı, Yoksunluğumuz kredi kartına taksitleydi… Władysław Szpilman’nın piyanosundan dökülürdü ibret verici kaçışlarımız Piyanistin parmak uçları kadar Tali hasarlıydı tüm sevişmelerimiz T.C’nin Jeanne d’Arc’larına yakalanırdık, Ele verirdik gözlerimizi Gözlerimiz ellerimizde yasak bir yayın gibi dururken. Alkol ve tütün kokusu yükselirdi devletin tekel fabrikasında Tekel işçileri grevde, Toplu iş sözleşmeleri askıda, Ekonomik kriz kapımızda Ve tüm bunlar ikimizden aş’şa,/ Kasımpaşalıydı başkan… Koridor yanı Uzun yolculuklar yapardık Süresi Onbeşgünden fazla olan Kuvvetle ihtilale maruz kalmış karadeniz’in dem vuran çayında iner uzun yürüyüşler yapardık Alkol oranlarımızdan çalar Bir duble daha demek için./ yaraşırdık birbirimize… Her şey Bir film hilesi gibiydi Dört yerinden makaslanan Montajlanmış, Kesilmişti tüm sevişme sahnelerimiz Bir orkestra şefiyle yönetiliyordu, Çalınıyordu ellerimizden… Bu hayat Ve biz farkında değildik Filarmoni orkestrasının o büyülü melankolisinden… 14/05/2010- 10:22 |