Kanaviçe
Üstü kırlent örtülü sevdalar gördüm.
Deri sehpanın üzerindeki plastik vazonun içinde gizliydi Yuvarlak küpenin yalandan meselleri… İpi, sapı, ucu kaçmış bir ören bayan geçiyor Aklımın daha akıl almamış yerlerinden İğne oyalı Denizler kuşanıyor Deniz çitleniyor,üç tarafıma Güvensizlik bulutlarının yağmurlarıyla yıkanıyor Ülkemin Parke taşlı sokakları İçimde bir fay kırılıyor Hazırlıksız yakalanıyorum depreme Kurak bir bozkırın bitki örtüsüyle, Kalaysız sözler ardında Bir takım belli belirsiz Doğulu kadınlar sızıyor coğrafyama İhanet bir koala kadar tembelken Hızlanıyor kanımdaki akarsu, kanıyor kanaviçe Ve dağlar paralel uzanmıyor denizlere Okyanuslar karanlık ve yalnız gemileri alırken koynuna Bir sevgilinin adı siliniyor dalgaların toprağında Şüphesiz Dalgalar döver şimdi Kazır gövdemin üzerinden ilk adını Sen şuan içimde ilk adsız türbe İlk işsiz peygamber Sen daha kitap olmamış bir dinin ilk uleması… 16/04/010 05:33 (Mesel II) |
teşekkürler cem