DİNLEYEN OLMAZEt kıyan bir makine çalışıyor içimde Tüm uzuvlardan sonra sıra kalbimde Ne yer etti ise, kim sevdi ise, kimi sevdimse Milyonlarca kez tebessüm etsemde Bir tek gün yüzüm düştümü, kalır yerde... Kaldıran, elini uzatan, tüh diyen arama Çukura düşmekten daha acıdır atılmak Yeter be hayat yeter daha tuz basma yarama... Her arkamı dönüp gidişimin ardında Hançer olmasa bile küçük bir çakı olur sırtımda Vuruldum, vurulurum, vurulacağım Ve sırtımı kanatanın, kalır tadı damağında... Araba olsam tekerim patlar, uçak olsam düşerim Isınmak istesem üşürde, serinlemek istesem pişerim Türkü olsam dinleyen olmaz Amma Şiirde olmasa şişerim... Benim yüküm kalemle azalır İki kürek salladımmı satırlarda Sanki dertlerim ışık hızı ile yol alır Düştüğüme, sırtımdan vurulduğuma Bakmayın kuyulara hapsolduğuma İki kelime üflesem üzenlerin ruhları sallanır... Zerafetli, asil, adil, sanki melek zannettiklerim Muhabbetine hasret olduklarım, yüreğini özlediklerim Yüreğimdeki minarede okunan sese kulak veriyorum Abdestimi almışım, yalnızlığa gidiyorum Bu güne kadar yaşananların helalliğinide Eskilerin hatrına gönlünüze havale ediyorum... 13 Şubat 2011 Pazar M.Y.B Konya |