Bana şiir dedilerDokuz yüz, dokuz yüz elli yaşlarında Ama yaşlı denilemeyecek kadar gençti Öyle zarifti ki, hüznünü bildirmeden Yürüdüğü yerleri incitmemeye gayret ederek Ama yinede titreterek yanımdan geçti Sırtına insanlığı yük edinmiş heybetli adam Gemi yapmayı seçti... Ağaçlar selam duruyor Kerestesi olabilmek şerefini arzuluyor Dev gibi bir yardımcısı var işini yapıyor, bıkmıyor, usanmıyor... Ben istenmediğim bir kalpten düşmüş Elim, ayağım, bedenim yokken rastladım ona Gemisi bitmek üzereydi ve davet etti Sende gel dedi şefkatle, kurtul dedi bana... Çok üzmüşlerdi onu etrafındakiler Dile kolay, geçivermişti yıllar ve asırlar Nuh diyor Peygamber demiyorlardı Bilselerdi ve uysalardı, açılacaktı tüm sırlar... Sonunda patladı tufan Yerler gökler bir emirle tutmadı artık suyunu Tüm okyanuslar, denizler, göller, nehirler bir oldu da Doldurdu dünya kuyusunu... Nuh’un gemisindekiler den ve benden başka Tek kurtulan olmadı o zamanda Sular çekilene kadar toprak görmedik Hep onu dinledik, öğrendik Kelimelerim ve ben sonsuz bir denizde bilendik... Şiirdim ben ve şiire el uzatmıştı Peygamber Hamd olsun beni var eden RABBime Beni yaratmasaydı olurmuydu şairler... Tüm diller, tüm ırklar, tüm yaratılmışlar Tufandan sonra Cudi dağına indiler Toprağa ilk adımımı orada attım ben Ve hep topraktan yaratılanla taşındım bu güne Bana şiir dediler BANA ŞİİR DEDİLER... 27 Eylül 2017 Çarşamba 11:50 Myb |
Sonsuz hürmetlerimle