YÜREĞİM DÜŞTÜYÜREĞİM DÜŞTÜ düşürdüm yüreğimi adanmış bir adak niyetine ölüme en uzak yerim bir yetmiş beş çeyizlenmiş hasret asıl onları kokla şakağından süzülmüş bir acı nasıl koklanırsa öyle anlayan yağmurlar damlıyordu o ara kimsenin haberi yok alıp çalasın gelir başına çelik çomak oynayasın gelir dellenmiş yıldızlarla bir kere düşürdüm yüreğimi şu üçüncü durakta mıydı neydi inanmam duymadığına baharlar söyledi kuşlar söyledi salıncaktan düşen çocuk söyledi sütü taşıran tüp söyledi ben söyledim rüzgarlar her gün söylüyor nafile bulutlar karardı bir yetmiş beş bir yetmiş beş daha bir yetmiş beş etmiyor artık dahil olmayan bir düş geldi uzaklardan ve yetişti zıvanadan çıkmış hasretiyle birlikte ve yüreğimin düştüğü yerde gideceği yeri bilmeyenler gideceği yeri bilenlerden sordu ölümün bir yetmiş beşine kaça gidilir hüzünler ve sevinçler dahil midir içine cevaplaya dursun genzi tıkanmış topraklar ben zeytin ektim kendime |
"ÇEYİZLENMİŞ HASRET..."