BENDEN SORULUR HEP
benden sorulur hep
doğurgan toprağın doğum sancıları, bilekleri kemiren dişleri kelepçenin; neden sevdalısıdır yarasalar gecenin, neden kanun kaçağıdır tüm hayal avcıları. çıldırmışsa gül baharın zirvesinde, zaman utandırmışsa tarih kokan surları; nasıl taşır bedenler bu iğrenç kamburları, bu ne biçim endişe doğanların sesinde? deniz mi küstürüldü, kutuplar mı yaralı, kanıksamış öfkenin gözlüğü niçin siyah? güçsüzlerden elini ne zaman çekti allah? hangi alçak taşladı meyveye koşan dalı? bezirgânlar fetişiyse ‘şarkıların şarkısı’, kuşkular sarılmışsa ruhlara kelep kelep , haykırmamam ne mümkün: işte arşın, işte halep! davut’un sapanıyla temida’nın tartısı benden sorulur hep. |