SOREy hayat yolcusu, işin çok yaman, Bu vahşi ormanda, azanlardan sor. Yönünü kaybedip, şaştığın zaman, Gideceğin yeri, iz anlardan sor. Dünyada huzurlu gezemiyorsan, Bunun nedenini sezemiyorsan, Müşkülün oldu da, çözemiyorsan, Ya bir bilge, ya da söz anlardan sor. Sever sevilirsin, âşık olursun, Belki gül açmadan, dalda kurursun, Gönül tabibini ender bulursun, Sevdayı kalbine kazanlardan sor. Karşına çıkarsa zulmüyle zalim, Beladan belaya ettirir talim, Eğer “ne olacak?” diyorsan halim, Çok şeyler dinleyip, öz anlardan sor. Aklın; akıbeti göremiyorsa, Uzağın sırrına eremiyorsa, Seyran gâh’ın lezzet veremiyorsa, Bakmayı görmeyi, göz anlardan sor. Geçip gider kalmaz, gençlik çağları, Elbet bir gün hozan, olur bağları, Karlar kaplayınca, ulu dağları, İlkbaharı yazı, hazanlardan sor. Kızıl kıyamete çalmadan boru, Şeytanın şerrinden kalbini koru, Hileyi, tuzağı, oyunu zoru, İlmi irfanıyla bozanlardan sor. Hakkı hakikati bulayım dersen, Manadan payımı alayım dersen, Bende Allah dostu olayım dersen, Erenler yolunda tozanlardan sor. Gururla kibirle, içi kasıktan, İyilik bekleme, yüzü asıktan, Ağrıyı doktordan, aşkı âşıktan, Çağrının sırrını ezanlardan sor. Bilenin yanında aklını yorma, Sana da bulurlar bin çeşit forma, Yaralı sen seni kendine sorma, İnsanı okuyup yazanlardan sor. 23.01.2011…Mustafa YARALI |