0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1089
Okunma
Ellerinde ölmek, siyaha kurumuş kırmızı bir gül gibi.
Rüzgara fısıldayan korku, uzatma ellerini saçlarıma.
Titreyerek gelen sevgi afedilmek isteyen;
Derinlerden yükselen nefret ve korku içimdeki; uzak tutan ellerini.
Karanlığı yararak gidişin hoşçakal demenin en ağır sözleri sessizce...
Döneceğinden korkarak seslenmek gitme diye;
Dönmeyeceğinden korkarak beklemek...
Var olmanın anlamsız korkularında kaybetmek çizgilerini sınırların.
Kaybedecek bir yolu olmayan bir kelebek,
Tüm renklerin grisine bürünerek ;
Siyah bir gecede toz duman zerreciklerden dökülerek süzülen benliğime.
Hüzün mü? Korku mu? Kaybedilmiş bir savaşın sonu mu?
Damla damla donuklaşan mum tükenen hayelin.
Yok oluşunda olgunlaşıyor solgunlaşan canlılığım;
Kabullendikçe her nefesin getirdiğini azalıyor sözlerim.
Sis üzerine yağan yağmur gibi kayboluyor duygularım döküldükçe üzerine göz yaşlarım.