Tüm renklerin grisine bürünerek
Ellerinde ölmek, siyaha kurumuş kırmızı bir gül gibi.
Rüzgara fısıldayan korku, uzatma ellerini saçlarıma. Titreyerek gelen sevgi afedilmek isteyen; Derinlerden yükselen nefret ve korku içimdeki; uzak tutan ellerini. Karanlığı yararak gidişin hoşçakal demenin en ağır sözleri sessizce... Döneceğinden korkarak seslenmek gitme diye; Dönmeyeceğinden korkarak beklemek... Var olmanın anlamsız korkularında kaybetmek çizgilerini sınırların. Kaybedecek bir yolu olmayan bir kelebek, Tüm renklerin grisine bürünerek ; Siyah bir gecede toz duman zerreciklerden dökülerek süzülen benliğime. Hüzün mü? Korku mu? Kaybedilmiş bir savaşın sonu mu? Damla damla donuklaşan mum tükenen hayelin. Yok oluşunda olgunlaşıyor solgunlaşan canlılığım; Kabullendikçe her nefesin getirdiğini azalıyor sözlerim. Sis üzerine yağan yağmur gibi kayboluyor duygularım döküldükçe üzerine göz yaşlarım. |