Alacaklar ellerimi!
Hep aynı kör dövüşçüler, sarıyor akşam sefalarına adadığım baharı.
Korkak bir sürü, ısırıyor denizde balıkları... Ellerinde şekilleniyor bulutlara üflediğim renkler. Sağır inançlarla, kıpırtısız gözlerimi silecekler. Alacaklar ellerimi! Geleceğe seslendiğim, renklere dokunduğum ellerimi... Kelimleri suladığım bahçeleri çiğnediler; Maviye süzülen martıları, gülümseyerek uyanan sabahı öldürdüler... Uzak zamanların ruhunu taşıyan bir rüzgar dokundukça aklıma, Binlerce umut tomurcuklanıyor; açacak ve sokulacak kalplere. Ölmekle başlayacak yaşamak; Ne onlar ne bu savaş hiç olmayacak. Yağmur karaladıkça arzuları, kaybetmişliğin olgunluğu doğacak. Alsınlar ellerimi! Karanlıkta çığlık ölüm değil mi? |