MARİNA
yitik gençliğimin meydanlarında
âşık bir hoparlör hâlâ inliyor serseri bir yaşam bitiş anında: marina, marina, marina, diyor. tek sende o boyun, o bel, marina, nerdesin, nerdesin güzel marina? bir roma âşığı mıdır haykıran bir madrit genci mi, düşünmemiştik. sen puttun, kendine bizi taptıran, marina, biz senin aşkınla piştik. bir ateş nehriydin, bir sel, marina, nerdesin, nerdesin güzel marina? sana benzemekti her kızın derdi sevdiğim kızda da sen vardın yine. bir sızı kalbimi tavaf ederdi çapkın yel değdikçe memelerine. katlederdi beni o yel, marina, nerdesin, nerdesin güzel marina? koşardın büyülü bahçelerinde bakire hislerin, pembe düşlerin; gülerken ufkumun en kör yerinde şafak söktürürdü beyaz dişlerin. saçın bir şiirdi tel tel, marina, nerdesin, nerdesin güzel marina? sen ki yokken vardın, bir venüs gibi doğmuştun düşlerin gizli yerinden. üryan çılgınlıktı çarpan beynimi oynak kalçaların davetlerinden. bakışı hançere bedel marina, nerdesin, nerdesin güzel marina? eskittim köşküne giden yolları, denizinde yüzdüm hep pupa yelken. kaç kez var dedim hep olmayan ‘var’ı ve kaç kez uçurum kıyısındayken çekti beni gizli bir el, marina, nerdesin, nerdesin güzel marina, çiçeklerde kokun, mehtapta yüzün, rüzgârlarda sesin hep kalır sandım, ama gençliğimi yitirdiğim gün gençliğimden fazla hep sana yandım yokluğun vakitsiz ecel, marina, nerdesin, nerdesin güzel marina? |
Hürmetle.