NİĞDE'YE KAR DÜŞERKEN
Niğde, usulca yağan yağmurların sesidir
Niğde, mazisi ile tarihin nefesidir Sonbahar bir aşk ile vurunca son demini Kasım ayı giderken ediyor matemini Aralığın feryadı benziyor içli neye Bu feryatla birlikte kar düşüyor Niğde’ye Kalpleri boydan boya sarıyor beyaz örtü Gözler önüne gelir cennetten bir görüntü Bulutlara karışır, sobaların dumanı Yağan kar düşündürür akıp giden zamanı Pencereye çıkınca gülümser merkez cami Sırrı çözülmeyen kar siler bütün elemi Sokaklar dua dua kar ile çiçeklenir Niğde camiinden ses yüreklere eklenir Sesi duyunca dersin bu ses akşam ezanı Şimdi geldi buluta yakın olma zamanı Niğde, merhametlerin yaşadığı şehirdir Bu dünyadan cennete akan nurlu nehirdir... Erol KONUR (Lisan-ı Aşk Dergisi, 2007) |
Sayın Hocam,
Belki siz o şehirli olarak bu güzel şiiri yazdınız,lakin ben gelip geçen bir yolcu olarak yazmıştım " Niğde'yi Geçerken" isimli şiirimi. Belki sizin kadar olmasa da ben de çok sevdim Niğde'yi
Müsadenizle o şiirimden bir kaç mısra olsun istedim sayfanızda
Saygı ve Muhabbetle kalın
Gidenlerin ardından gözlerim dolar yaşla
Yeşilin son durağı kimsesiz Ulukışla
Çamlıbel’in yaylısı bu yoldan geçip gitti
Hanlar ve İstasyonlar hasretim siz de bitti
Üfledim yüreğimde sönmekte olan kora
Girdi gurbet treni hüzünle Niğde Bor’a
Vagon penceresinden seyrederken Niğde’yi
Gezdim gurbet elleri hep sıla deyi, deyi
Yeşilhisar, İncesu gece de öksüz, yetim
Gurbet benim ömrümce ödediğim diyetim
Başı karlı Erciyes uzaktan görünürken
Geçtik Boğaz Köprü’yü tan yeri ağarırken
Vagon Penceresinden Niğde, 1979