Önce Yağmur Yağdıönce yağmur yağdı... ne dua tanırdı ne takdis dizelerim inançsız değildim inanırdım... hatta Tanrı’yı severdim, O hem; uçurtmamı tellere kondurmazdı hem de yere düşen şekerime mikrop! yerdim! ama; anla işte o zamana dek Tanrıdan başka hiç kimseyi tanımadan sevmemiştim! o zamanlar her yöne bedava emisyonu sıfır şiirler yazardım nakaratları serbest uçardı şarkılarımın kuşlarım vardı semalarda arada talih kondururlardı sadece başıma böyle değildi ülkem sonra çekildi denizimin suyu yağmurlar konuşmazdı o zamanlar ağıt tanımazdı şehrim sonra; hala tanıyamadığım sen sonrası; anladım işte her aşkın bir sessizliğe sarındığını ama anlayamamıştım dedim ya önce yağmur ... arz ederdi kalemim en çok rica bilmezdi böyle yalvarmayı göğsümü açarak yürürdüm poyraza yer de gök de bak(ı)irdi bana göre hiç umurumda olmazdı havanın bozguna gebe olması yani cürümü kendi kadardı çok yağsa olacağı aptal ıslatandı takmazdım bile o aptaldı bir kere çünkü ben ıslanmazdım... en fazla rüzgarın şişmanı derdim fırtınalara sonra... boyumdan büyük dağım yoktu hiç en koyu rengim de mavi! ne çok kelam tüketirdim ne çok kalabalıklara yazardım o vakitler tükenmezdi kalemim! yanlış öğrenmişim demek tüm kalemler tükenirmiş meğer ne bilirdim ıslanınca mavisinin siyaha döneceğini! nerden bilirdim sevdanın ; ______ kaç kilo _________kaç beden _____________kaç hece hiç farketmez tek mevsimlik bir bilmece ve bir ömür tek bir cemreyle yetineceğini! oysa duymuştum; ’’yağmur öncesi fırtına sessizliğini’’ ama hiç farketmedim hiç de önemsemedim bilmezdim ki; aşkın maviden koyu ve sessizliğin de konuşabildiğini bilemezdim! dedim ya önce yağmur... ToprağınSesi . |
korkuyorum fırtınadan önceki hain sesizlikten
Güzeldi
Saygılar