stop/dudaklarımı yüzdüm rüzgâra karşı sönerken ışıkları lünaparkların atlıkarıncaya dönüştü bir anda kirpiklerim yere düşen elma şekerimi ablamın paltosuyla temizlemek isterken/ tükürüklü kiremitle resimler çizdim aklımın duvarlarına çoktandır evcil sevinçler almak istiyorum hepsi alnının göbeğinden vurulmuş ki; hiç kimse bilmemeli rahatına düşkün sanılan gözbebeklerimin o esrarengiz aydınlığa karşı defans ağırlıklı ümitler beslediğini benimle konuşmadığı için aç bıraktığım balığımın neden öldüğünü de bilmemeli kimse….. ellerim vücudumun, koreografisi yapılmamış birer prömiyeri gibi her sunum sonrası ikmale kalan yerini göz kararı pişmanlıklara bıraksa da öfkem adı adımın yanında anılsın diye her defa ’hiç bir şey’ demek için henüz çok erken….! oturduğumda ayaklarımın bir türlü yere değmediği masaya anahtarımın kenarıyla çizdiğim kalpti annem gülünce tüm yüzüyle gülen sonra; yeni sürüm joplarla köşe kapmaca oynayan kanlı ve yorgun gözleri oldu tinerci çocukların ucunda elmas taşıyan zehirli bir ok gibi saplanıp duruyor zaman elma şekeri bulaşmış paltosunu temizlerken ablam döküldü avuçlarıma istirahate çekilmiş isimsiz şehirler kaypak bir vedanın arefesinde kötü adamların kazandığı filmlerle dolu sırt çantam bana en çok benzettiğim ‘kamera ve stop’! gri gölge (ikibinonunsonyirmidokuzu) |
bana en çok benzettiğim
‘kamera ve stop’!
........Keşke kötü son olmasa yaşananlarda.Değilmi.Çok güzeldi,ödülünü almış zaten.Mutlu yıllar