Bana Bir Akşam Hazırla
Bana bir akşam hazırla...
Gün batımını beklemeden O belam gözlerinle Sen başlat karanlığını Bana bir akşam hazırla... O vedasız gidişinde İhanetini taşıyan adımların Karanlığın dört bir etrafında Dolanıp dursun vebalini Bana bir akşam hazırla... Ay yakamozlarla oynaşa dalıpta Ziyan etmesin mehtabını Ben gelene kadar Bakışlarının bir köşesinde bekleyip Neymiş vurgun yemek Neymiş yağıp yağmalanmak...anlasın artık Bana bir akşam hazırla... Karanlığın hasretin kokan tarafında İki kişilik bir masa olsun Sen yokluğunu gönder oraya Ben yine Gözlerimin bana emanet ettiği Resmini karşıma koyup Yokluğunun alaycı duruşuna aldırmadan ’Unutulmuş’ bir teselliye bakına bakına Yağarım yağmurlarımı Ne hallerde olduğumu görmeni istemem Merakını,sırtını sancısına dayamış Yorgun bir yarada giderip Bakışlarının bana düşen payına Birazda olsa beni anımsatır diye Mevsimlere dargın bir sonbahar perdesi çek Herşey tamamlandığında Sen yıldızları çağır Ki ben geleceğim vakti bileyim Davetine getiren yollara Döküle döküle azalıp Kalanımla akşamına adım attığımda Yastığımdan sürükleyip götürdüğün Saçlarını okşayışlarım beni karşılasın Ben masadaki yerimi alıp Diğer akşamlardaki gibi Dertlerimi davete başlayınca Sen gelen istiladan korkupta Sakın ürkütme akşamını Ve göreceksin ki Dile kolay gelsede Bir söz değilmiş şu kör olası sevda Artık bundan sonrası Yüreğimle gözlerimde Ardı ardına tutuşturulacak Sahnelerin vaktidir Neler neler bıraktığının Kendi akşamında şahidi ol ki Olmayan vicdanın utansın yokluğundan Artık gönlünün dilediği kadar Eserinin yıkıntılarından Param parçaları toparla sen Tek yalvarım... Yorgunluk çöktüğünde Sakın gözlerini kapayıpta O ’dillere bir düşmeye görsün’ halimle Gün ortasında bırakma beni |
saygımla