Issız Gecelerin Koyaklarında
Mor menekşeler ekip büyüttüm
Gelmediğin gecelere Masalar kurdum verdiğin sözlere İsli mumlar yaktım görmediğim gözlere Yüreğini yüreğime hapsedip de gidiyorsun Söyle nereye Kaldır başını bak gökyüzüne Hasret damla, damla yağıyor yeryüzüne Yıldızların doğmadığı gecelerime Bir kez gözyaşlarını akıtmadan gidiyorsun Sinemde gül olup açmadan Karanlık dünyama ışıklarını saçmadan Ellerimi ellerine alıp rüyalara dalmadan Gidiyorsun ha söyle nereye Yalnızlık karanlığın koynunda acı İçimde buruk bir sancı Eşkıyalar şehrinde sen yalnız bir hancı Ay doğmuyorken üstüme ey yabancı Issız gecelerin koyaklarında Dalgalara bırakıp da, gidiyorsun ha söyle nereye Ruhum göçebe rüzgârlarında yalnız Karanlığa uzandıkça terler belki avuçlarımız Düşler ülkesinde sanma ki gönlüm arsız Işıkların dans ettiği sularda kayalara vuran dalgalarız Gecelerin sonsuzluğuna kanat çırpan, garip kuşlarız Görünmeden yüreğimi çalan ey hırsız Gidiyorsun ha söyle şimdi nereye Aynaların bir yüzü soğuk, eşkâlimi görmeden Alın çiziklerimdeki sırlarımı çözmeden Her gece üşüyen bedenimi örtmeden Parçalanan cam kırıklarında kanayan yüreğimi bilmeden Kıymık acısı yaralarımı silmeden Kefensiz bir gecede ölmeden Alevinle yanmış dudakları öpmeden Gidiyorsun ha söyle nereye |